**Savunma Sanayisinde Yükselen Güç: Türkiye**

Savunma Sanayisinde Yükselen Güç: Türkiye

Türkiye, son yıllarda savunma sanayisinde gerçekleştirdiği atılımlarla adından söz ettirmeye devam ediyor. Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Türkiye’nin savunma teknolojilerinde geldiği noktayı ve geleceğe yönelik hedeflerini kamuoyuyla paylaştı. Çelik Kubbe’nin aktif kullanıma geçirilmesi ve milli savaş uçağı KAAN’ın teslimat takviminin netleşmesi, bu vizyonun somut adımlarla ilerlediğini gösteriyor.

Yerli ve Milli Hamleler: Çelik Kubbe ve KAAN

Savunma sanayisinde yerlilik oranını yüzde 83’e yükselten Türkiye, ulusal güvenliğini kendi imkanlarıyla sağlamlaştırma yolunda önemli adımlar atıyor. Özellikle Çelik Kubbe projesinin devreye girmesi, Türkiye’nin hava savunmasında önemli bir boşluğu doldurma potansiyeline sahip. Bu sistemin seri üretimi tamamlanmış ve ülke genelinde entegrasyon sürecine başlanmış durumda.

Öte yandan, milli muharip uçak KAAN için alınan ilk siparişler ve TUSAŞ’ın seri üretime geçmesi, Türkiye’nin havacılık alanındaki kabiliyetlerini ortaya koyuyor. KAAN’ın 2028 yılı sonunda teslim edilmesi planlanıyor, bu da Türkiye’nin savunma sanayisinde kendine yeten bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor.

Toplumsal Etkiler ve Kamuoyu Tepkileri

Bu gelişmeler, Türkiye’de geniş bir yankı uyandırmış durumda. Milli savunma sanayisindeki bu ilerlemeler, halk arasında gurur ve güven duygularını pekiştiriyor. Sosyal medya platformlarında sıkça dillendirilen bu projeler, özellikle genç nesil arasında teknolojiye olan ilgiyi artırıyor. Aynı zamanda, uluslararası arenada Türkiye’nin artan savunma kapasitesi, jeopolitik dengeler açısından dikkatle izleniyor.

Genel Değerlendirme

Türkiye’nin savunma sanayisinde attığı bu adımlar, hem ulusal güvenliği sağlamlaştırmak hem de teknoloji geliştirme kapasitesini artırmak açısından büyük önem taşıyor. Yüzde 83’lük yerlilik oranı ve kritik projelerin hayata geçirilmesi, Türkiye’nin küresel arenada kendi ayakları üzerinde durabilen bir güç olma yolunda ilerlediğini gösteriyor. Bu gelişmeler, hem ekonomik hem de stratejik açıdan Türkiye’ye önemli avantajlar sunuyor.