Fransız orta saha oyuncusu Paul Pogba, AS Monaco’nun bu Cumartesi saat 17:00’de Paris Saint-Germain’e karşı Stade Louis-II’de oynayacağı McDonald’s Ligue 1 karşılaşması için belirlenen kadroda yerini aldı. Bu gelişme, tecrübeli futbolcunun Monaco’daki ilk iç saha maç kadrosu deneyimini işaret ediyor ve kulüp için önemli bir anı temsil ediyor. Aylardır takıma katılmış olmasına rağmen, Rennes’e karşı kısa süreler forma giymiş ve Şampiyonlar Ligi’ndeki Pafos maçında yedek kulübesinde beklemişti. Pogba’nın bu prestijli mücadeledeki varlığı, hem kendisi için önemli bir dönüm noktası hem de Monaco için moral verici bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Takım içerisinden gelen teknik bilgilere göre, oyuncunun tam maç temposuna ulaşmadığı, ancak fiziksel ve mental olarak sürekli bir ilerleme kaydettiği doğrulanmıştır; bu da gelecekteki katkıları için umut vaat etmektedir.

AS Monaco Teknik Direktörü Pocognoli’nin, 2018 Dünya Şampiyonu Paul Pogba’yı böylesine kritik bir müsabakanın kadrosuna dahil etme kararı, kulübün oyuncuya olan artan güveninin ve onun potansiyel etkisine dair inancının açık bir göstergesidir. Pogba’nın doğrudan ilk 11’de başlamayacak olmasına rağmen, oyuna sonradan dahil olması veya sadece kadroda yer alması dahi, Monaco için yüksek profilli bu karşılaşmada ek bir stratejik avantaj sunmaktadır. Özellikle yüksek gerilimli bu ‘Avrupa tadında’ mücadelede, Pogba’nın tecrübesi ve oyun zekası, takımın orta saha hakimiyetini artırabilecek potansiyele sahiptir. Takım içerisinde, ‘La Pioche’ lakaplı Pogba’nın liderlik rolü üstlenmesi yönünde beklentiler olduğu ifade edilse de, oyuncunun bu statüyü ancak sahadaki performansıyla ve düzenli oyun süresiyle meşrulaştırabileceği yönündeki ilkesel duruşu, profesyonel yaklaşımının bir parçası olarak belirtilmiştir.

Fransa Ligue 1’in 14. haftasında gerçekleşecek olan bu kritik karşılaşma, McDonald’s Ligue 1’in en dikkat çekici mücadelelerinden biri olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz hafta kendi lig maçında mağlubiyet yaşayan Kırmızı-Beyazlılar (Monaco), şampiyonluk unvanını elinde bulunduran ve Avrupa futbolunun en güçlü ekiplerinden biri olan Paris Saint-Germain’i kendi sahasında ağırlayacak. Monaco’nun, ligin lideri konumundaki rakibini yenerek hem moral bulma hem de ligdeki sıralamasını iyileştirme hedefi bulunmaktadır. İki takım arasındaki geçmiş karşılaşmalar genellikle yüksek skorlu ve bol pozisyonlu geçmesiyle biliniyor; bu da Cumartesi günkü maçın izleyicilere heyecan verici anlar yaşatacağına işaret ediyor. PSG, şu an lig tablosunun zirvesinde yer alarak şampiyonluk yarışındaki iddialı konumunu koruyor ve Monaco karşısında liderliğini pekiştirme hedefiyle sahaya çıkacaktır.

Paris Saint-Germain’in 2024-2025 sezonunda ortaya koyduğu performans, kulüp tarihinde eşine az rastlanır bir başarı grafiği çizdi ve Avrupa futbolunda bir dönüm noktası niteliği taşıdı. Luis Enrique’nin yönetimindeki başkent ekibi, Avrupa’nın en prestijli kupası olan UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde Inter Milan’ı 5-0 gibi net bir skorla mağlup ederek zafere ulaştı. Bu destansı zaferin yanı sıra, aynı sezon içerisinde Fransa Kupası, Fransa Süper Kupası (Trophée des Champions) ve UEFA Süper Kupası’nı da kazanmayı başardılar. Sezonu adeta kupalara boğan PSG için tek eksik, FIFA Kulüpler Dünya Kupası oldu; finalde Chelsea’ye 3-0’lık skorla boyun eğmeleri, ‘mükemmel sezon’ hedefini gerçekleştirmelerine engel teşkil etti. Ancak bu durum, takımın hem ulusal hem de küresel çapta ne denli dominant bir güç olduğunu değiştirmemiştir. Kulübün bu çoklu kupa zaferleri, Fransız futbol tarihinde yeni bir standart belirlemiştir.

PSG’nin bu tarihi sezonundaki bireysel parlama noktalarından biri, hiç şüphesiz kanat oyuncusu Ousmane Dembélé’nin performansıydı. Dembélé, 2024-2025 sezonunda gösterdiği etkileyici çıkışla 35 gol ve 16 asistlik muazzam bir katkı sağlayarak takımının elde ettiği başarılarda kilit rol oynadı. Bu göz alıcı istatistikler, onun futbol dünyasının en saygın bireysel ödülü olan Ballon d’Or’u kazanmasının temelini oluşturdu ve Dembélé’nin kariyerinin zirvesini temsil etti. Dembélé, bu prestijli ödülü kazanarak, daha önce Raymond Kopa (1958), Michel Platini (1983, 1984, 1985), Jean-Pierre Papin (1991), Zinédine Zidane (1998) ve Karim Benzema (2022) gibi efsanevi Fransız futbolcuların arasına adını yazdırdı. Bu başarı, Dembélé’yi Fransız futbol tarihinde Ballon d’Or’u kazanan altıncı oyuncu yaparak, hem kişisel kariyerinde hem de ulusal futbol tarihinde kalıcı bir iz bıraktı. Onun bu üstün performansı, PSG’nin kolektif zaferlerinin ayrılmaz bir parçası olarak kayıtlara geçmiştir.