Papa Leo’dan Barış ve Köprüler İnşa Etme Çağrısı: İlk Dış Seyahatinden Notlar
Katolik Kilisesi’nin ruhani lideri Papa Leo XIV, altı aylık papalık döneminin ilk yurt dışı gezisine Türkiye ile başladı, ardından Lübnan’a geçerek önemli bir diplomatik ve dini misyonu üstlendi. Bu tarihi ziyaret, hem Hristiyanlık tarihindeki kilit bir dönüm noktasını anmak hem de farklı inançlar arasında birleştirici köprüler kurmak hedefini taşıyor. Ankara’ya yolculuğu sırasında Papa, bu gezinin temel mesajını, “Farklılıklara, farklı dinlere ve inançlara rağmen tüm erkekler ve kadınlar gerçek anlamda kardeş olabilir” sözleriyle özetledi.
Papa Leo’nun Türkiye ziyaretinin en kritik duraklarından biri, antik İznik (Nicaea) şehri oldu. Burada, 1700 yıl önce, yani M.S. 325 yılında toplanan ve Hristiyanlık için dönüm noktası niteliğindeki İznik Konsili’nin yıldönümü kutlandı. O dönemde 200’den fazla piskoposun katılımıyla İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğu inancının onaylanması gibi temel kararlar alınmış, bu da İznik İnancı’nın oluşumuna yol açmıştı. Doğu ve Batı Hristiyanlığı arasındaki büyük ayrılığa rağmen, bu buluşma bir araya gelme ve mevcut ayrılıkları iyileştirme mesajları verdi.
Türkiye’deki programı kapsamında Papa, Sultanahmet Camii’ni (Mavi Cami) de ziyaret etti. Bu adım, hem selefleri Papa Francis ve Papa Benedict XVI’nın izinden gitmek hem de dinler arası diyaloğun önemine vurgu yapmak açısından büyük anlam taşıyordu. Farklı dini liderlerle yapılan görüşmeler, hoşgörü ve karşılıklı anlayışın pekiştirilmesine yönelik güçlü bir jest olarak öne çıktı.
Türkiye’nin ardından Lübnan’a geçen Papa Leo’nun bu ülkeye ziyareti, İsrail’in Beyrut’a düzenlediği hava saldırılarına rağmen planlandığı gibi gerçekleşti. Bu durum, Vatikan’ın barış ve istikrar mesajını ne denli kararlılıkla sürdürdüğünü gösterdi. Lübnan’da da inanç liderleri ve gençlerle bir araya gelen Papa, ülkenin yaklaşık üçte birini oluşturan Hristiyan nüfusa moral ve destek verme amacı güttü.
Lübnan gezisinin son gününde ise, Papa Leo, 2020’deki büyük patlamanın yaşandığı Beyrut limanında bir ayin düzenledi. Bu ayinle, felakette hayatını kaybeden 200’den fazla kişi ve yaralanan 7.000’den fazla kişi için dua edildi. Bu dokunaklı an, Papa’nın insanlığın acılarına olan duyarlılığını ve toplumsal iyileşmeye verdiği önemi gözler önüne serdi.
Papalık döneminde, özellikle göçmenlerin onuru gibi kendisine yakın konular hakkında konuşmuş olsa da, Papa Leo, selefi Papa Francis kadar açıkça politik bir duruş sergilemedi. Bu dengeli yaklaşımıyla Katolik Kilisesi içindeki hem ilerici hem de gelenekselci kanatların kendi düşünce okullarını desteklediğini iddia etmelerine yol açtı. Bu uzlaşmacı tavır, farklı eğilimlere sahip kardinallerin konklavda onun etrafında birleşmesinin temel nedenlerinden biri olarak görüldü.
Papa Francis, vizyoner ancak fikir birliği oluşturma konusunda endişeli olmayan bir lider olarak algılanırken, geride biraz bölünmüş bir Kilise bırakmıştı. Papa Leo ise şimdiye kadar çok farklı bir yol izleyerek, selefinin ilerici ideallerini nazikçe korurken, gelenekselcilerin görüşlerini de dikkate aldı. Savaşların sona ermesi çağrısını sürekli tekrarlasa da, bu çağrıyı Papa Francis’in Gazze’deki Kutsal Aile Kilisesi’ne günlük destek aramalarından farklı bir tarzda dile getirdi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Lübnanlı sivil liderlerle yapılan görüşmelerde, Papa Leo’nun bölgedeki çatışmalara ilişkin görüşlerini dile getirmesi bekleniyordu. Seyahatinin sonunda Roma’ya dönüş uçuşunda seyahat eden basın mensuplarıyla bir basın toplantısı düzenlemesi geleneği nedeniyle, izlenimlerini bu vesileyle paylaşması muhtemeldi. Bu gezi boyunca, Papa’nın halka hitaplarında çoğunlukla İtalyanca konuşmuş olmasına rağmen, Türkistan ve Lübnan ayaklarında sırasıyla İngilizce ve Fransızca konuşacağı Vatikan tarafından teyit edildi ve bu da kendisinin çok dilli yeteneğini ortaya koydu. Chicago aksanıyla İngilizce konuşması ise ayrıca ilgi çekici bir detay oldu.
İlgili
Cem Tok (38) — Girişimcilik & Ekonomi Yazarı Cem Tok, finans teknolojileri sektöründe çalışan ve startup dünyasını yakından takip eden bir ekonomi meraklısıdır. Kariyeri boyunca birçok girişime mentorluk yapmış, yatırım süreçleri ve inovasyon yönetimi üzerine çalışmalar yürütmüştür. Blogunda yeni girişim trendleri, kişisel finans yönetimi ve güncel ekonomik gelişmeleri yorumlar.


