ÖneÇıkanlar

Kastamonu’nun Gizemli Dramı: Helvacı Ailesi’nin Şüpheli Ölümü

1764111962202

Kastamonu’dan gelen acı haber, Türkiye’yi derinden sarsarken, Müge Anlı ile Tatlı Sert programının gündemine oturdu. 2 Kasım’da kaybolan 43 yaşındaki Huriye Helvacı ve onun 5 yaşındaki oğlu Osman Yaşar Helvacı’nın cansız bedenlerinin, dokuz günlük arayışın ardından 11 Kasım’da bulunması, büyük bir şok ve üzüntü yarattı. Bu trajik olay, kamuoyunda ‘Neden ve nasıl?’ sorularını beraberinde getirirken, emniyet güçleri ve adli makamlar, olayın tüm boyutlarını aydınlatmak üzere yoğun bir soruşturma başlattı. Ailenin yaşadığı bu dram, birçok şüphe ve çelişkili ifadeyle dolu bir sır perdesini aralamayı bekliyor.

Huriye Helvacı ve oğlu Osman Yaşar, Bozkurt ilçesi Merkez Mahallesi’ndeki TOKİ Konutları’ndaki evlerinden ayrıldıkları günden itibaren kendilerinden hiçbir haber alınamadı. Bölgede titizlikle yürütülen geniş çaplı arama çalışmalarının neticesinde, cansız bedenleri nihayet Köseali köyü sınırları içerisinde yer alan sarp bir dere yatağında bulundu. Cumhuriyet savcısı gözetiminde ve Olay Yeri İnceleme ekiplerinin zorlu koşullar altında yürüttüğü çalışmaların ardından, anne ve oğulun cenazeleri, kesin ölüm nedenlerinin tespiti için Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Uzmanlar, annenin donarak, oğlunun ise muhtemelen yüksekten düşerek yaşamını yitirdiği ön bulguları üzerinde duruyor; ancak bu durumun bir kaza mı, yoksa daha karmaşık bir olayın sonucu mu olduğu araştırılıyor. Bu bulgular, soruşturmanın yönünü belirlemede kritik bir rol oynuyor.

Olayın başlangıcından itibaren, Huriye Helvacı’nın eşi ve küçük Osman’ın babası Bayram Helvacı’nın tutumları büyük tepki topladı. Eşi ve oğlunun kaybolduğu günlerde gösterdiği kayıtsızlık, ‘Polisten haber bekledim’ şeklindeki savunması ve arama kurtarma çalışmalarına katılmaması, kamuoyunun dikkatini çekti. Bayram Helvacı, aracı olmadığını gerekçe gösterse de, eşinin kaybolmasından bir gün sonra emniyete gitmesi dahi tepkileri dindirmedi. Dahası, Huriye Helvacı’nın yakın arkadaşı Sahinur Yılmaz’ın canlı yayındaki ifadeleri, aile içindeki gerilimi gözler önüne serdi. Yılmaz, Huriye’nin altı ay kadar önce Bayram Helvacı’dan şiddet gördüğünü, hatta kolunun kırıldığını iddia etti. Bu tanıklıklar, olayın sadece bir kaybolma vakası olmaktan öte, derin ailevi sorunlara işaret edebileceği ihtimalini güçlendiriyor ve soruşturmanın seyrini önemli ölçüde etkiliyor.

Soruşturmanın derinleşmesiyle birlikte, olaya karışma ihtimali olan başka isimler de gündeme geldi. Özellikle, Huriye Helvacı’nın en son görüştüğü iddia edilen eski eniştesi Mustafa Uzun, Müge Anlı programının odak noktası haline geldi. Mustafa Uzun’un olayla bağlantısı ve Huriye ile olan son temasının niteliği, olayın çözümünde anahtar bir rol oynayabilir. Ayrıca, şüpheliler arasında adı geçen Sultan Uzun da, hakkındaki iddialara karşı kendini savundu. Huriye’yi tanımadığını ve kaybolmasından haberi olmadığını öne süren Sultan Uzun’un, cenazelerin bulunmasının ardından köyü terk ettiği yönündeki Şerife Hanım’ın açıklaması, Sultan Uzun’un durumu üzerindeki şüpheleri artırdı. Sahinur Yılmaz’ın, Sultan Uzun’u “yaşlılar ve kadınlar üzerinden menfaat sağlamakla” itham etmesi ise, olaya sadece kişisel bir dram olmaktan öte, daha geniş bir sosyal bağlam kazandırıyor ve yetkililerin bu yöndeki araştırmalarını yoğunlaştırması gerektiğini gösteriyor.

Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderilen cenazelerden gelecek otopsi raporları, bu gizemli ölümlerin aydınlatılmasında belirleyici olacak. Raporlar, Huriye ve Osman Yaşar’ın vücutlarında herhangi bir darp izi olup olmadığını, ölümlerinin gerçekten donma ve düşme sonucu mu gerçekleştiğini, yoksa dışarıdan bir müdahale olup olmadığını bilimsel verilerle ortaya koyacak. Olay yeri inceleme ekiplerinin titizlikle topladığı deliller, tanıkların detaylı ifadeleri ve Adli Tıp bulguları birleştirilerek, soruşturma makamları gerçeğe ulaşmaya çalışıyor. Türkiye, bu masum anne ve oğulun yaşadığı dramın ardındaki sır perdesinin aralanmasını, sorumluların adalet önüne çıkarılmasını ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için gerekli derslerin çıkarılmasını bekliyor. Müge Anlı ve ekibi de, bu adalet arayışında kamuoyunu bilgilendirmeye devam ederek, olayın takipçisi olmaya kararlılıkla devam ediyor. Bu süreçte her yeni bilgi, bir sonraki adımı belirleyecek.

Melis Erdem

Melis Erdem (33) — Bilim & Sağlık İçerik Üreticisi Melis Erdem, biyoloji eğitimi almış ve uzun süre sağlık teknolojileri firmalarında içerik yöneticiliği yapmış bir iletişim uzmanıdır. Popüler bilim, modern sağlık çözümleri ve sürdürülebilir yaşam üzerine yazılar kaleme alır. Bilgiyi sadeleştirip herkesin anlayabileceği bir dile dönüştürme konusundaki başarısıyla dikkat çeker.