Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde meydana gelen çifte cinayet, kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. 2 Kasım’da kaybolan 43 yaşındaki Huriye Helvacı ile 5 yaşındaki oğlu Osman Helvacı’nın cansız bedenleri, dokuz gün sonra Bozkurt’ta tespit edildi. Bu trajik olay, derhal kapsamlı bir soruşturmayı başlatma gerekliliği doğurmuştur. Bölgede görev alan 200 kişilik arama kurtarma ekibi, anne ve oğulun bedenlerine yaklaşık 50 metre arayla ulaşmıştır. Huriye Helvacı’nın cesedinin tamamen çıplak halde bulunması, olayın intihar veya kaza ihtimalini zayıflatarak, cinayet şüphelerini güçlendirmiştir. Soruşturma süresince elde edilen her yeni bilgi, olayın karmaşık yapısını ve ardındaki sır perdesini aralamak adına kritik öneme sahiptir. Cinayet soruşturmasının odağındaki isimlerden biri, Huriye Helvacı’nın eşi ve Osman Helvacı’nın babası Bayram Helvacı olmuştur. Helvacı’nın, eşi ve oğlunun kayboluşunu emniyet birimlerine bir gün gecikmeli olarak bildirmesi ve arama kurtarma faaliyetlerine katılmaması, başlangıçtan itibaren dikkat çekici bulunmuştur. Bayram Helvacı’nın kamuoyuna yansıyan ‘Öfkelendiğimde ne yaptığımı hatırlamıyorum’ şeklindeki ifadesi, şüpheleri kendisi üzerinde ciddi şekilde yoğunlaştırmıştır. Bu beyan, özellikle ani öfke durumlarının potansiyel sonuçları hakkında spekülasyonlara yol açarken, soruşturma makamları tarafından da dikkate alınmıştır. Helvacı’nın olayla ilgili verdiği çelişkili ifadeler ve gösterdiği kayıtsız tutum, hukuki süreçte önemli birer değerlendirme unsuru olarak öne çıkmaktadır. İlk aşamada Huriye Helvacı’nın kaybolduğu gün buluştuğu eski enişte Mustafa Uzun da şüpheliler arasında yer almış, ancak soruşturma ilerledikçe Bayram Helvacı’ya odaklanmıştır. Soruşturma derinleştikçe, Huriye Helvacı’nın geçmişte aile içi şiddete maruz kaldığına dair çok sayıda tanık ifadesi ve iddia ortaya çıkmıştır. Huriye Helvacı’nın ablası Ayşe Çalık, kardeşinin yaşadığı zorlukları dile getirmiş ve Bayram Helvacı’ya yönelik sert eleştirilerde bulunmuştur. Çalık, ‘Bayram bir şey biliyorsan açıkla. Karına üzülmedin, çocuğuna da mı üzülmedin? İnşallah senin bir parmağın yoktur’ sözleriyle Helvacı’dan açıklama talep etmiştir. Müge Anlı’nın programına bağlanan diğer tanıklar da Huriye Helvacı’nın düzenli fiziksel şiddet gördüğünü teyit ederken, Bayram Helvacı bu olayları ‘yanlışlıkla’ meydana geldiğini savunmuştur. Hülya ve Mehmet Kayacı çifti, Huriye Helvacı’yı kolunun kırık olduğu dönemde gördüklerini belirtmiş ve Bayram Helvacı’nın bu konudaki yalan beyanlarını doğrudan çürüttüklerini ifade etmiştir. Bu tanıklıklar, Bayram Helvacı’nın şiddete eğilimli bir profile sahip olabileceği yönündeki şüpheleri desteklemektedir. Bayram Helvacı’nın alkol kullanımı ve eşine yönelik şiddet iddiaları, tanıklar tarafından sıklıkla gündeme getirilmiştir. Programda yer alan görgü şahitleri, Bayram Helvacı’nın sürekli alkol aldığını ve Huriye Helvacı’ya fiziksel şiddet uyguladığını öne sürmüştür. Ancak Bayram Helvacı, tüm bu iddiaları kesin bir dille reddederek, ‘En son alkol evlenmeden önce aldım. Eşimi de dövmedim’ şeklinde savunma yapmıştır. Bu ifadeler arasındaki bariz çelişki, soruşturmanın karmaşıklığını artırmaktadır. Ayrıca, anne ve oğlunu son gören kişilerden olan taksi şoförlerinin beyanları da dikkat çekicidir. Taksi şoförü Enver Bey, Huriye ve Osman’ın kaybolduğunu Bayram Helvacı’dan değil, bir iş arkadaşından öğrendiğini belirtmiştir. Diğer taksi şoförü Murat Bey ise, 2 Kasım günü anne ve oğlunu evlerinden almak için gittiğinde, Bayram Helvacı’nın olumsuz duruma rağmen sergilediği aşırı sakin halin kendisini şaşırttığını ifade etmiştir. Bu gözlemler, Bayram Helvacı’nın genel tavırlarına dair ilave şüpheler uyandırmıştır. Olayla ilgili en somut verilerden biri, Adli Tıp Kurumu tarafından açıklanan ön otopsi raporunda yer almaktadır. Rapora göre, 5 yaşındaki Osman Helvacı’nın 30 metre yükseklikteki bir şelaleden düşme sonucu hayatını kaybettiği tespit edilmiştir. Çocuğun bel bölgesinde kırıkların bulunduğu bilgisi de raporla doğrulanmıştır. Osman’ın ölüm nedeninin belirlenmesi, soruşturmayı bir yönüyle aydınlatırken, Huriye Helvacı’nın cesedinin çıplak bulunması ve cinayet şüpheleri, dosyanın çok katmanlı olduğunu gözler önüne sermektedir. Yetkili merciler, adli tıp raporları, tanık ifadeleri ve elde edilen tüm delilleri detaylı bir şekilde analiz etmektedir. Hukuki süreç, olayın tüm detaylarını açığa çıkarmak ve sorumluları adalete teslim etmek hedefiyle büyük bir titizlikle yürütülmektedir. Bu korkunç vakanın aydınlatılması, hem kamuoyu vicdanının rahatlaması hem de benzer olayların önüne geçilmesi adına kritik önem taşımaktadır.