ÖneÇıkanlar

İstanbul’da Kira Krizine Nefes Aldıran Adım: TOKİ’den 15 Bin Kiralık Sosyal Konut Hamlesi!

1763708863062

Türkiye’nin büyükşehirlerinde, özellikle İstanbul’da yaşanan fahiş kira artışları ve konut erişimindeki güçlükler, yıllardır gündemin en sıcak maddelerinden birini oluşturuyordu. Milyonlarca vatandaşı doğrudan etkileyen bu sorun karşısında, beklenen önemli bir adım atıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İstanbul’daki konut krizinin gerilimini azaltmak amacıyla yeni bir modeli hayata geçireceğini duyurdu.

Bu yenilikçi proje kapsamında, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından inşa edilecek 15 bin sosyal konut, kiralık olarak vatandaşların hizmetine sunulacak. Devlet mülkiyetinde kalacak bu daireler, piyasa rayiçlerinin oldukça altında kiralanarak, özellikle dar gelirli ailelerin ve genç profesyonellerin konuta erişimini kolaylaştırmayı hedefliyor. Kura yöntemiyle belirlenecek kiracılar, üç yıl boyunca TOKİ’nin güvencesi altında olacak; bakım, denetim ve işletme süreçleri idare tarafından üstlenilecek. Bu sistem, kira artışlarındaki kontrolsüz yükselişin önüne geçmeyi amaçlıyor.

Gayrimenkul uzmanı Ebru Yavuz, bu projenin sadece bir konut yatırımı olmanın ötesinde, Türkiye’nin sosyal devlet anlayışında mühim bir eşik teşkil ettiğini belirtti. Yavuz, küresel çapta bir sorun haline gelen konut krizine karşı Türkiye’nin pasif kalmak yerine aktif bir çözüm refleksi gösterdiğini vurguladı. İstanbul’daki yüz binlerce kiracının kira belirsizliği, evden çıkarılma korkusu ve yaşam kalitesindeki düşüş gibi meselelerle boğuştuğunu hatırlatan Yavuz, bu sosyal kiralık konut modelinin, özellikle aileler ve genç profesyoneller için uzun süredir beklenen güven duygusunu geri getireceğini ifade etti.

Bir başka gayrimenkul uzmanı Şule Alp, projenin en kritik yönlerinden birinin, üretilen konutların tamamen devlet mülkiyetinde kalması ve piyasa rayicinin altında kiraya verilmesi olduğunu kaydetti. Alp, bu modelin Londra’daki Affordable Rent, Paris’teki Logement Social ve Berlin’deki Sozialwohnung gibi Avrupa’daki sosyal konut uygulamalarıyla önemli benzerlikler taşıdığını aktardı. Türkiye’de ilk kez kiralık konutun bir kamu hizmeti olarak ele alındığını belirten Alp, sistemde mülkiyetin devlette kalıp, vatandaşın sadece kullanım hakkı elde ettiğini ve tüm yönetim, bakım, işletme ve denetim süreçlerinin TOKİ tarafından yürütüleceğini vurguladı.

Uluslararası Broker ve Vartur Emlak CEO’su Şerif Nadi Varlı ise projenin İstanbul özelinde önemli bir adım olmakla birlikte, meseleye yalnızca sosyal konut üretimi üzerinden bakmanın eksik kalacağını dile getirdi. Varlı, daha kalıcı çözümler için Türkiye’nin yaşam yoğunluğu düşük, tarım verimliliği sınırlı fakat gelişime açık bölgelerinde ABD’deki banliyö modeline benzer yapıların teşvik edilmesi gerektiğini savundu. 45-60 günde inşa edilebilen, 1-2 katlı hafif çelik/ahşap taşıyıcılı, dayanıklı ve ekonomik yaşam evlerinin hem hızlı üretime olanak sağlayacağını hem de deprem riski taşıyan Türkiye için ideal bir çözüm sunacağını belirtti. Mevcut projenin çok faydalı ve gerekli olduğunu, ancak yaşam yükünü büyük şehirlerden çekmek için ülke genelinde planlı bir dağılımın da şart olduğunu ekledi.

Varlı ayrıca, üç yıllık kiralama modelinin şüphesiz talep göreceğini ancak kalıcı bir çözüm için iki unsurun kritik önem taşıdığını vurguladı. Borçlar Kanunu’nun kiralama süreleriyle uyumlu bir düzenlemenin gerekliliğine dikkat çeken Varlı, Türkiye’de ev sahipliği ve kiracılık ilişkilerindeki belirsizliğin piyasa dengesizliğini artırdığını belirtti. Kira sözleşmelerinin standart olarak üç yıl şeklinde belirlenmesinin hem kiracıyı hem de mülk sahibini koruyacağını ifade etti. Böyle bir hukuki düzenlemenin, TOKİ’nin uygulayacağı bu modelin başarısını pekiştireceğini ve genel kira piyasasında daha adil bir ortam yaratacağını savundu.

İstanbul’da başlayan bu kiralık sosyal konut projesi, konut krizinin en yoğun hissedildiği şehirde önemli bir nefes alma imkanı sunuyor. Kısa vadede kiracıların üzerindeki baskıyı hafifletecek, uzun vadede ise benzer modellerin diğer büyükşehirlerde de uygulanması yönünde bir kapı aralayabilir. Uzman görüşleri, projenin sadece bugünü değil, Türkiye’nin gelecekteki şehirleşme ve konut politikalarını da şekillendirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor. Ancak tam bir çözüm için, yerel girişimlerin yanı sıra ülke genelinde kapsamlı ve sürdürülebilir stratejilere ihtiyaç duyulduğu açıkça ortada. Bu yeni model, konut hakkının bir sosyal devlet sorumluluğu olarak ele alınışının önemli bir göstergesi olma niteliği taşıyor.

Ayla Sezen

Ayla Sezen (32) — Eğitim & Kişisel Gelişim Yazarı Ayla Sezen, eğitim teknolojileri ve öğrenme psikolojisi alanlarında çalışmalar yapan bir içerik uzmanıdır. Kariyeri boyunca farklı yaş gruplarına yönelik eğitim projelerinde görev almış, dijital öğrenme sistemleri üzerine araştırmalar yürütmüştür. Blogunda verimli çalışma teknikleri, öğrenme metodları ve kişisel gelişim konularını işler.