ÖneÇıkanlar

İstanbul’da Adaletin Yeni Yüzü: Başsavcı Akın Gürlek ve Kritik Yolsuzluk Soruşturmaları

1764066976022

İstanbul’un adalet sahnesi, son dönemde hiç olmadığı kadar hareketli ve kritik soruşturmalara ev sahipliği yapıyor. 2 Ekim 2024 tarihinde göreve atanan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, sadece bir yıl gibi kısa bir sürede, adını Türkiye’nin en çok konuşulan figürlerinden biri haline getirmeyi başardı. Belediyeleri saran rüşvet ve yolsuzluk ağlarından, terör örgütlerine, yeni nesil organize suç çetelerinden uluslararası casusluk şebekelerine ve yasa dışı bahis yapılanmalarına kadar uzanan geniş bir yelpazede yürüttüğü soruşturmalarla, adeta İstanbul merkezli dev bir “Temiz Eller” operasyonuna öncülük etti. Bu kararlı duruş ve kapsamlı operasyonlar, şehrin hukuki çehresini yeniden şekillendiriyor.

Başsavcı Gürlek’in mesaisinin en hassas ve kamuoyunda en çok yankı uyandıran kollarından biri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve bazı ilçe belediyelerini derinden etkileyen “Ekrem İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü” soruşturması oldu. Geçtiğimiz hafta mahkemeye sunulan, yaklaşık 4 bin sayfayı bulan devasa iddianame, örgütün karmaşık yapısını, işleyiş biçimini ve İstanbul’u adeta bir ahtapot gibi saran faaliyetlerini çarpıcı itiraflar ve güçlü delillerle deşifre etti. Bu iddianame, sadece bir suç örgütünü değil, aynı zamanda şehrin yönetim kademelerindeki potansiyel usulsüzlükleri de gözler önüne sererek büyük bir tartışma başlattı.

Bu kritik soruşturmanın seyrini kökten değiştiren en belirleyici anlardan biri, örgütün kilit yönetici kadrosunda yer alan ve kamuoyunda “İBB’nin gölge başkanı” olarak anılan eski İBB İştiraklerden Sorumlu Başkan Danışmanı Ertan Yıldız’ın itirafçı olmasıydı. Yıldız’ın, Türk Ceza Kanunu’nun etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak verdiği kapsamlı ifadeler, örgüt içindeki çözülmenin fitilini ateşlemekle kalmadı, aynı zamanda soruşturmacılara daha önce ulaşılamayan önemli bilgilere erişim imkanı sağladı. Başsavcı Gürlek’in ifadesiyle, bu durum örgütün dokunulmazlık algısını yıkan ve “önemli bir çıtayı kıran” bir gelişme olarak kayıtlara geçti.

Ertan Yıldız’ın itirafları, sadece soruşturmanın derinliğini artırmakla kalmadı, aynı zamanda örgütün kendini koruma mekanizmalarını da gün yüzüne çıkardı. Gürlek’in açıklamalarına göre, cezaevindeki diğer şüphelilerin örgütü diri tutmak amacıyla avukat ziyaretleri aracılığıyla sürekli mesajlaştığı, hatta Ertan Yıldız’ın susması karşılığında kendisine milletvekilliği teklif edildiği ortaya çıktı. Ancak Yıldız’ın itirafçı olup tahliye edilmesi, örgüt üyeleri arasında “pisliklerin saçılmaya başladığı” ve “işlerin ortaya çıktığı” algısını güçlendirerek, peş peşe gelen yeni itirafların önünü açtı. Bu durum, örgüt içi bağlılığın zayıfladığını ve adalet arayışının ivme kazandığını gösterdi.

Başsavcı Gürlek, etkin pişmanlık uygulamasının detaylarına da açıklık getirdi. İtirafçı olan herkesin otomatik olarak tahliye edilmediğini, sürecin son derece titiz ve araştırmaya dayalı bir şekilde yürütüldüğünü belirtti. Verilen her bilginin farklı kaynaklardan doğruluğunun teyit edildiğini, zira birçok ifadenin benzerlik gösterdiğini ifade etti. Yalnızca samimi beyanlarda bulunan, örgüt içindeki etkinlikleri doğrultusunda yeni ve teyit edilebilir bilgiler sunan itirafçılar için, Türk Ceza Kanunu’nun 254/2 maddesi kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının talep edildiğini vurguladı. Bu özenli yaklaşım, sürecin ciddiyetini ve hukukun adil işleyişine olan bağlılığı ortaya koyuyor.

İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle birlikte başlayacak olan yargılama aşamasına ilişkin de önemli bilgiler verildi. Başsavcı Gürlek, 400’den fazla şüphelinin bulunması nedeniyle duruşmaların adil ve hızlı bir şekilde yürütülmesi gerekliliğinin altını çizdi. Bu denli yüksek sayıda sanığın yargılanmasının, duruşma salonlarındaki yoğunluk ve kalabalık göz önüne alındığında, muhtemelen Silivri’deki büyük salonlarda gerçekleştirilmesinin düşünüldüğünü belirtti. Bu tercih, yargılamanın fiziksel koşullarını optimize ederek adaletin kesintisiz ve etkin biçimde tecelli etmesini sağlamayı amaçlıyor.

Başsavcı Gürlek, kamuoyunda dile getirilen “sadece belirli bir siyasi partiye mensup belediyelere operasyon düzenlendiği” iddialarını kesin bir dille yalanladı. Soruşturmaların herhangi bir kişi, makam veya parti ayrımı gözetmeksizin, tamamen yolsuzluk iddiaları ve elde edilen deliller doğrultusunda yürütüldüğünü vurguladı. Kim olursa olsun, yolsuzluğa bulaşan herkesin adaletin karşısına çıkarılacağını belirten Başsavcı, hukukun üstünlüğü ilkesine olan bağlılıklarını bir kez daha teyit etti. Bu açıklama, hukukun herkese eşit mesafede durduğunu ve siyasi mülahazalardan bağımsız hareket ettiğini gösteriyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bu devasa ve çok yönlü soruşturmalar, Türkiye’de adalet sisteminin yolsuzlukla mücadeledeki kararlılığını ve kapsamını net bir şekilde ortaya koyuyor. Ertan Yıldız’ın itiraflarıyla başlayan ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu süreç, modern adalet sistemlerinin hesap verebilirlik ilkesine ne denli önem verdiğini gösteriyor. Temiz bir yönetim anlayışının tesisi ve kamu kaynaklarının doğru kullanımı adına atılan bu adımlar, gelecekteki olası usulsüzlüklere karşı caydırıcı bir kalkan oluştururken, toplumsal güvenin yeniden inşasına katkı sağlamayı hedefliyor.

Tufan Erdoğdu

Tufan Erdoğdu (34) — Teknoloji & Yazılım Yazarı Tufan Erdoğdu, uzun yıllardır yazılım geliştirme ve ağ teknolojileri üzerine çalışan bir IT uzmanıdır. Kariyerine sistem yöneticisi olarak başlayan Tufan, zaman içinde otomasyon, bulut altyapıları ve siber güvenlik konularında uzmanlaşmıştır. Blogunda okuyucularına teknoloji trendleri, yapay zeka uygulamaları ve yazılım geliştirme ipuçları hakkında sade, anlaşılır ve pratik içerikler sunar.