Televizyon ekranlarının bir dönemine damga vurmuş çocuk yıldızları, masumiyetleriyle hafızalara kazınmıştı. Ancak bu parlak imajın ardında, yıllar sonra ortaya çıkan derin gerilimler, kamuoyunu şaşkına çeviriyor. Son zamanlarda gündemin en çok konuşulan konularından biri haline gelen, çocuk oyuncu Asena Keskinci ile meslektaşı Evrim Akın arasındaki iddialar, magazin dünyasında büyük yankı uyandırdı. Bu eski defterlerin yeniden açılması, ekranların görünen yüzü ile gerçekler arasındaki uçurumu bir kez daha gözler önüne serdi.

Asena Keskinci, yıllar önce birlikte çalıştıkları dizi setinde Evrim Akın tarafından sistematik bir mobbinge maruz kaldığını açıkladı. Keskinci’nin aktardığına göre, Akın sigara dumanını yüzüne üfleyerek ‘Kanser olacaksın!’ tehdidinde bulunmuştu. Dahası, genç oyuncuyu işinden kovdurmakla tehdit eden Akın, onun kariyerine zarar verme niyetini açıkça belirtiyordu. Bir çocuk oyuncunun kariyerinin en başında bu denli bir tacize uğraması, sektördeki güç dengesizliklerini çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor.

Tartışmanın en sarsıcı boyutu, Keskinci’nin ailevi meselelerine dair ileri sürdüğü iddialar oldu. Akın’ın kendi ailesinin ayrılığında rol oynadığını ve yıllardır babasıyla aynı evde yaşadığını söylemesi, olayı sadece profesyonel bir çekişmeden çıkarıp kişisel bir dramaya dönüştürdü. Bu açıklama, kamuoyunda şok etkisi yaratırken, ünlülerin özel hayatlarının karmaşık katmanlarını da gözler önüne serdi. Keskinci, annesi ve babası boşanırken Akın’ın önce aralarını bulmaya çalıştığını, sonra ise üvey anne konumuna geçtiğini belirtti.

Bu ağır iddialar karşısında sessizliğini bozan Evrim Akın, yapılan açıklamaları ‘tamamen afaki, hayal ürünü ve gerçek dışı’ olarak nitelendirdi. Akın, Sayın Güray Keskinci ile son üç yıldır sevgi ve saygıya dayalı bir birliktelikleri olduğunu vurgulayarak, bu ilişkinin yıpratılmasına yönelik haksız girişimlere karşı yasal yollara başvurulduğunu duyurdu. Bu yasal süreç uyarısı, meselenin hukuki bir boyuta taşınacağının sinyallerini veriyor ve iddiaların ciddiyetini artırıyor.

Krize beklenmedik bir isim de dahil oldu: ‘Çocuktan Al Haberi’ programının sevilen yüzü Çitos Efe. Sosyal medya üzerinden kendisine yöneltilen sorulara yanıt veren Çitos Efe, Evrim Akın’ın kendilerine karşı herhangi bir kötülüğünü görmediğini dile getirdi. Efe’nin ‘Asena ile olan durumunu bilemem, doğru da olabilir yanlış da’ şeklindeki diplomatik açıklaması, karmaşık durumu daha da belirsiz hale getirirken, kamuoyunun farklı bakış açılarını da değerlendirmesine olanak tanıdı.

Asena Keskinci’nin açıklamalarının ardından, Evrim Akın’ın daha önce birlikte rol aldığı projelerden bazı oyuncular da benzer deneyimlerini ima eden paylaşımlar yaptı. Bu isimlerden biri, ‘Farklı dönemlerde, farklı kuşaklara aynı şeyi yapabilmek yetenek değil, karanlıktır. Ve böyle bir tavrı süslü cümlelerle meşrulaştırmaya çalışmak kötü bir istikrar göstergesidir. Bazı yüzler zamanla değişmez, sadece maskeleri düşer’ ifadeleriyle dikkat çekti. Başka bir oyuncu ise ‘Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu var. İlahi adalet ya da ettiğini bulma’ diyerek Keskinci’ye destek verdi. Bu açıklamalar, sektördeki benzer durumların varlığına işaret ediyor ve mağduriyetin sadece tekil bir olay olmadığını gösteriyor.

Asena Keskinci’ye yöneltilen ‘Bunları neden şimdi anlatıyorsun?’ sorusuna verdiği yanıt, olayın bir başka önemli boyutunu aydınlattı. ‘Birileri mutluluk pozları veriyorsa utanmadan, ‘Ben neden yaşadığım şeyleri anlatmıyorum?’ dedim’ şeklindeki sözleri, onun bu açıklamaları yapma motivasyonunu ortaya koyuyor. Bu, benzer durumları yaşayan kişilerin suskunluğunu bozma cesaretini simgeliyor ve kamusal hesaplaşmanın kişisel iyileşmedeki rolüne dikkat çekiyor. Mağdurların, haklarını arama ve yaşadıkları haksızlıkları ifşa etme güdüsünü de yansıtıyor.

Asena Keskinci’nin cesur açıklamalarıyla başlayan ve Evrim Akın’ın yasal yollara başvurma kararıyla karmaşık bir hal alan bu polemik, Türk magazin gündemini uzun süre meşgul edecek gibi görünüyor. Masum çocukluk anılarının karanlık yüzünü ortaya çıkaran bu gelişmeler, sektördeki ahlaki değerleri ve insan ilişkilerini sorgulatıyor. Gerçeklerin tam olarak ne zaman ve nasıl gün yüzüne çıkacağı, merakla beklenen bir sonraki adımı oluşturuyor. Kamuoyu, bu karmaşık düğümün nasıl çözüleceğini dikkatle takip ediyor.