ÖneÇıkanlar

DİSK’ten 2026 Asgari Ücret Talepleri: KB GSYH’nin Yüzde 60’ına Endeksleme Önerisi

1764655666884

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 2026 yılına yönelik asgari ücret taleplerini detaylı bir raporla kamuoyuna açıkladı. Konfederasyon, asgari ücretin Kişi Başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (KB GSYH) belirli bir oranına, somut olarak yüzde 60’ına endekslenmesini önerdi. Bu yaklaşıma göre, 2025 yılı için ortalama KB GSYH beklentisi 60 bin TL ise, net asgari ücretin 36 bin TL’nin altında olmaması gerektiği belirtildi. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, açıklamasında, milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücretin insanca bir yaşam sürdürmeyi mümkün kılması gerektiğini ve iki kişinin çalıştığı bir hanede, toplam gelirin yoksulluk sınırına ulaşması gerektiğini vurguladı.\n\nKonfederasyonun raporu, asgari ücretin satın alma gücündeki dramatik erimeyi ortaya koydu. Çerkezoğlu’nun ifadeleriyle, asgari ücretli 2005 yılından bu yana 22 Cumhuriyet altını değerinde bir kayıp yaşadı. Detaylı verilere göre, 2003 yılında yıllık asgari ücretle 25,4 Cumhuriyet altını, 2005 yılında ise 31,5 Cumhuriyet altını alınabilirken, 2025 yılı Kasım ayı itibarıyla bu rakamın sadece 9,5 Cumhuriyet altınına gerilediği tespit edildi. Bu durum, Türkiye işçi sınıfının Avrupa’nın en düşük asgari ücret seviyelerinden birine mahkum edildiğini gözler önüne serdi. 2015 yılında Avrupa’da Türkiye’den daha düşük Euro cinsinden asgari ücrete sahip 14 ülke bulunurken, 2025 yılında bu sayının sadece Arnavutluk ve Bulgaristan olmak üzere ikiye düştüğü belirtildi.\n\nEkonomik göstergeler bağlamında DİSK, açlık sınırının 30 bin liraya dayandığını ve yoksulluk sınırının 90 bin lirayı aştığını ifade etti. Bu makroekonomik veriler ışığında, anne, baba ve iki çocuktan oluşan çekirdek bir ailenin tüm fertleri çalışsa dahi, toplam hane gelirinin yoksulluk sınırının altında kaldığına dikkat çekildi. Çerkezoğlu, 2025 yılına resmi enflasyonun 15 puan üzerinde bir alacakla giren asgari ücretin yıl boyunca yüksek enflasyon karşısında eridiğini ve hükümetin bu süreçte asgari ücreti artırmadığını eleştirdi. Bu tespit, ücretli çalışanların reel gelirlerindeki düşüşün boyutlarını somut bir şekilde ortaya koymaktadır.\n\nAsgari ücretin Türkiye’deki işgücü piyasasındaki yaygınlığı da raporun önemli bulguları arasında yer aldı. Verilere göre, Türkiye’deki işçilerin yaklaşık yarısı asgari ücret ve bu seviyeye yakın ücretlerle çalışmaktadır. Özel sektörde çalışanların yüzde 53,2’si, asgari ücretin altı ile yüzde 10 fazlası arasında bir ücret alırken, asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altında çalışanların oranı tüm özel sektör çalışanlarının yüzde 49,6’sını oluşturmaktadır. DİSK AR tarafından hazırlanan rapora göre, asgari ücret civarında ücret alanlar da dahil edildiğinde, yaklaşık 9,5 milyon çalışanın asgari ücret ve civarında bir gelirle geçimini sağlamaya çalıştığı ortaya kondu. Ayrıca, Türkiye’deki 11,2 milyon işçinin (yüzde 62,5) asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücretlerle çalıştığı, buna karşılık asgari ücretin iki katından fazla ücret alanların ise işçilerin sadece yüzde 12,7’sini oluşturduğu belirtildi. Bu durum, asgari ücretin küçük bir azınlığın değil, işçilerin büyük çoğunluğunun temel ücret düzeyi haline geldiğini göstermektedir.\n\nDİSK’in politik önerileri arasında, “hedeflenen enflasyon kadar ücret artışı” dayatmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı. Çerkezoğlu, bu dayatmanın 2026 asgari ücret tespit sürecinde de devam etmesi halinde, enflasyonun tüm faturasının işçilere yükleneceği tespitinde bulundu. Konfederasyon, yüksek enflasyon ortamında asgari ücretin yılda en az iki kez güncellenmesi gerektiğini, enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar bu uygulamanın devam ettirilmesini talep etti. Ayrıca, asgari ücret komisyonu yapısından önce temel kuralların belirlenmesi gerektiği ve asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği gerçeğinin tespit sürecinde asla unutulmaması gerektiği belirtildi.\n\nRaporda sunulan dokuz maddelik öneriler çerçevesinde, asgari ücretin uluslararası standartlara (ILO, BM) uygun olarak sadece işçinin kendisi için değil, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin geçim şartları dikkate alınarak hesaplanması gerektiği ifade edildi. Asgari ücretin belirlenmesinde sadece enflasyonun değil, genel ücret düzeyi, toplu pazarlık kapsamı ve ülke ekonomisindeki büyüme (Kişi Başına GSYH) gibi faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerektiği belirtildi. Bu bağlamda, kamu işçileri toplu sözleşmelerinde asgari ücretin bir referans noktası olarak konumlandırılması, asgari ücret artışında ‘hedef enflasyon’ yerine geçim şartlarının esas alınması ve asgari ücret değil, toplu iş sözleşmesi kapsamının genişletilmesi de DİSK’in temel talepleri arasında yer almaktadır. Bu kapsamlı öneriler, asgari ücretin sosyal ve ekonomik gerçeklerle uyumlu, adil ve sürdürülebilir bir seviyeye getirilmesini hedeflemektedir.

Nisa Kılıç

Nisa Kılıç (27) — Kültür & Toplum Araştırmacısı Nisa Kılıç, sosyoloji eğitiminin ardından çeşitli kültürel projelerde araştırmacı olarak görev almış bir yazar. Toplumsal dönüşümler, şehir yaşamı, modern birey davranışları ve dijital kültür üzerine yoğunlaşır. Blogunda hem analitik hem de insani bakış açısıyla yazılmış incelemeler ve gözlemler paylaşır.

Bunları Kaçırma