28 Kasım 2025 tarihinde Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen törenle, Jandarma, Emniyet ve Sahil Güvenlik Teşkilatları’na toplam 9.200 adet yeni araç tahsis edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hizmete alım töreninde yaptığı konuşmada, geçmiş dönemlerde terörle mücadelede “çok vahim hatalar” yapıldığını ve bu hataların bedelinin millet ve devlet olarak birlikte ödendiğini belirtti. Bu araç takviyesi, güvenlik güçlerinin operasyonel kapasitesini ve sahadaki etkinliğini artırmaya yönelik stratejik bir adım olarak kaydedildi.

Bu envanter güçlendirmesi, güvenlik birimlerinin araç filosuna önemli bir katkı sağlamaktadır. Geçtiğimiz yıl 7.204 adet yeni aracın teslimatıyla birlikte, son iki yıllık süreçte teşkilatlara kazandırılan toplam araç sayısı 16.404’e ulaşmıştır. Modernizasyon ve teknolojik yeterlilik odaklı bu tedarikler, şehir merkezlerinden kırsal bölgelere ve deniz sınırlarına kadar geniş bir coğrafyada güvenlik hizmetlerinin kesintisiz ve daha verimli yürütülmesini hedeflemektedir. Cumhurbaşkanı, bu araçların güvenlik personelinin görev icrasındaki performansını doğrudan etkileyeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “vahim hatalar” olarak nitelendirdiği durumlar, hukukun, kanunların ve vatandaşın üstünde konumlanan, “güç zehirlenmesi yaşayan bir avuç kibir abidesinin” yanlış uygulamaları olarak tanımlandı. Bu tür odakların eylemleri, devletin temel hukuk devleti ilkeleriyle çelişerek, terörle mücadelenin genel stratejisini ve kamu güvenliğini olumsuz yönde etkileyen ciddi sonuçlara yol açmıştır. Bu durum, sistemsel bir zaafiyet olarak kayıtlara geçmiştir.

Söz konusu hataların doğrudan bir sonucu olarak, terör sorununun boyutunun genişlediği ve mücadelenin daha karmaşık bir yapıya büründüğü tespit edilmiştir. Aynı dönemde, devlet ile vatandaş arasındaki güven bağında belirgin bir yıpranma ve zarar meydana gelmiştir. Güvenlik kuvvetleri, görevlerini ifa etme gayretindeyken, bu tür yanlış uygulamaların yarattığı toplumsal ve operasyonel zorluklarla mücadele etmek durumunda kalmıştır. Bu bağlamda, kamuoyu desteğinin azalması ve operasyonel motivasyonun olumsuz etkilenmesi söz konusu olmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 23 yıllık yönetim döneminde bu tür hatalı uygulamalara son verildiğini ve geçmişteki olumsuzlukların telafi edildiğini vurguladı. Bu süreçte, devlet-millet bütünleşmesinin ülke genelinde eşi benzeri görülmemiş bir düzeye çıkarıldığı belirtildi. Yapılan idari ve yapısal reformlar ile güvenlik politikalarındaki stratejik değişimler sayesinde, geçmiş dönemdeki olumsuz pratiklerden uzaklaşıldığı ve terörle mücadelede daha entegre ve halk odaklı bir yaklaşımın benimsendiği ifade edildi. Bu adımların, ulusal güvenlik yapısını güçlendirdiği belirtildi.

Güvenlik hizmetlerinin başarıya ulaşmasında vatandaş katılımının kritik bir rol oynadığına işaret edildi. Erdoğan, milletin güvenlik güçlerine tam destek vermesi halinde, daha az çaba sarf edilerek daha büyük başarıların elde edilebileceğini belirtti. Vatandaş-devlet işbirliği, terörle mücadelede sürdürülebilir başarı için temel bir dayanak noktası olarak öne çıkarılmıştır. Toplumsal desteğin, güvenlik operasyonlarının etkinliği üzerindeki belirleyici etkisi, bu konuşmada tekrar vurgulanmıştır.

Tören kapsamında güvenlik güçlerine hitaben konuşan Cumhurbaşkanı, onlara “nefes aldırmayın” talimatını vererek, terör unsurlarına karşı mücadelenin kararlılıkla devam etmesi gerektiğini belirtti. Devletin başı olarak her zaman güvenlik birimlerinin yanında olduğunu ifade etmesi, bu mücadelenin en üst düzeyde siyasi irade ve destekle yürütüldüğünün bir göstergesidir. Bu destekleyici açıklama, güvenlik personelinin moral ve motivasyonunu artırarak, operasyonel kapasitelerinin tam olarak kullanılmasını teşvik etmeyi amaçlamaktadır.