Fenerbahçe’nin tecrübeli savunma oyuncusu Milan Skriniar, Galatasaray derbisi öncesinde beIN SPORTS’a verdiği özel röportajda, takımın genel durumu, teknik direktör yaklaşımları ve derbiye özel hazırlıklar hakkında detaylı analizlerde bulundu. Sarı-lacivertli formayla Ocak ayında bir yılını dolduracak olan Slovak stoper, kulüpteki adaptasyon sürecini son derece pozitif olarak değerlendirdi. Skriniar, “İlk geldiğimden itibaren kendimi çok iyi hissettim. Taraftar ve takım arkadaşlarımla aramızda güçlü bir bağ oluştu. Burada olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum ve bu uyumun devam etmesi kritik önem taşıyor” sözleriyle, takıma olan entegrasyonunun ve genel atmosferin verimlilik üzerindeki etkisini vurguladı.

Teknik direktör Jose Mourinho ile mevcut hocası Domenico Tedesco arasındaki farklara değinen Skriniar, her iki ismin de kişisel ve mesleki açıdan üst düzey niteliklere sahip olduğunu belirtti. Slovak oyuncu, “İkisi de benim için çok iyi teknik direktör ve iyi insan, iyi karakterler. Elbette farklı teknik direktörler” yorumunu yaparken, Mourinho’nun oyunun efsanelerinden biri olduğunu ekledi. Tedesco’nun çalışma metodolojisine özel bir vurgu yapan Skriniar, hocasının detaylara olan titiz yaklaşımının takıma önemli katkılar sağladığını ve bu durumun saha içi performansı doğrudan etkilediğini dile getirdi. Bu gözlem, teknik ekibin mikro yönetim düzeyindeki stratejik katkısını işaret etmektedir.

Takımın başarılı kalecisi Ederson’un rolünü de değerlendiren Skriniar, tecrübeli file bekçisinin defans hattına sağladığı güvenceyi ve oyun kurmadaki stratejik önemini ön plana çıkardı. “Arkamızda böyle bir kalecinin olması bize kendimizi güvende hissettiriyor. Özellikle oyun kurulumunda bize büyük yardımcı oluyor. Bu durum, bize ciddi bir avantaj sağlıyor” ifadeleriyle, Ederson’un sadece gol engelleme değil, aynı zamanda oyun başlatma ve takıma yön verme kapasitesinin altını çizdi. Skriniar, Ederson’u dünya standartlarında bir kaleci olarak tanımlayarak, mevkisinin takım üzerindeki stratejik etkisini teyit etti.

Galatasaray derbisi öncesindeki takım içi iletişim ve hazırlık sürecine dair önemli bir bilgi aktaran Skriniar, Ferencvaros maçı tamamlanana kadar derbinin Samandıra Tesisleri’nde gündeme gelmediğini belirtti. Bu durum, takımın her maça ayrı ayrı odaklanma prensibini ve profesyonel yaklaşımını ortaya koydu. Deneyimli stoper, “Bizim için en önemlisi bir sonraki maçımızdı. Galatasaray ile ilgili konuları bugün ilk kez konuştuk. Yarın detaylı bir toplantımız ve video analizlerimiz olacak. Antrenmanlarımızı da o maça özel olarak planlayacağız” açıklamasında bulunarak, derbiye yönelik hazırlıkların titizlikle yürütüleceğini ve stratejik planlamanın son aşamaya geldiğini ifade etti.

Derbi atmosferlerini Avrupa’daki deneyimleriyle kıyaslayan Milan Skriniar, Türkiye’deki derbilerin benzersiz yoğunluğunu ve taraftar etkileşimini vurguladı. “San Siro’da Inter – Milan, Inter – Juventus maçları bizim için sihirliydi. Ancak buradaki atmosfer kesinlikle daha çılgın ve gürültülü!” sözleriyle, Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin taraftar katılımı ve yarattığı ses gücü açısından farklı bir boyutta olduğunu kaydetti. Geçen sezon evlerinde oynadıkları ve takımın genel durumunun ideal olmadığı bir Galatasaray karşılaşmasına atıfta bulunarak, bu kez taraftarın çok daha güçlü bir destek sağlayacağına olan inancını dile getirdi. Bu beklenti, iç saha avantajının derbi performansına yansıması potansiyelini artırmaktadır.

Fenerbahçe’nin bu sezon derbilerdeki performans farkını analiz eden Skriniar, bu değişimin temelinde “öz güven” faktörünün yattığını belirtti. “Bence bunun nedeni kesinlikle öz güven. En önemlisi bu. Ateşli atmosferlerde yapılan bir hatayı telafi etmek zordur. Bu sezon bu durumun değiştiğini düşünüyorum” ifadeleriyle, mental sağlamlığın ve saha içindeki inancın yüksek tansiyonlu maçlardaki kritik rolünü vurguladı. Takım kadrosundaki ve genel yapısındaki değişikliklere ek olarak, Skriniar’a göre takımın en belirgin gelişim alanı, öz güven seviyesindeki somut artıştır.

Galatasaray’ın forvet hattını değerlendiren Skriniar, rakip takımın golcülerini ve genel olarak yüksek kalibreli santrfor profillerini analiz etti. “Icardi ve Osimhen gibi oyuncular çok iyi santrforlar. Tabii ki özellik olarak farklı tiplerde olsalar da çok iyi oyuncular” diyerek, bu tür forvetlere karşı alınacak önlemleri aktardı. Slovak savunmacı, “Savunma anlamında ne yapmamız gerektiğini pazartesi günü daha net göreceğiz. Onları durdurabilmek için kompakt ve agresif oynamamız, birlikte hareket etmemiz gerekiyor” sözleriyle, derbiye yönelik belirlenen defansif prensipleri ve kolektif savunma anlayışını detaylandırdı. Bu taktiksel yaklaşım, rakibin hücum gücüne karşı uygulanacak disiplinli ve koordineli savunma stratejisini ortaya koymaktadır.

Takım arkadaşı Jhon Duran’ın gelişim sürecine dair de görüşlerini bildiren Skriniar, genç oyuncunun potansiyelini ve mevcut durumunu aktardı. “Jhon Duran, çok iyi, kaliteli bir forvet. İyi özellikleri var. Sezon başında bazı sorunlar yaşadı. Şu anda takıma geri döndü ve her geçen gün daha iyiye gidiyor” şeklinde konuştu. Duran’ın 3 aylık bir ayrılık sürecinden kaynaklanan bir miktar öz güven eksikliği yaşadığını belirten Skriniar, bu durumun normal olduğunu ifade etti. “Yüzde yüz olduğunda takıma verecek çok şeyi olacak” diyerek, Duran’ın gelecekteki önemli katkılarına olan inancını ve onun gelişimine yönelik beklentiyi dile getirdi. Bu değerlendirme, takım içindeki bireysel potansiyel gelişimine verilen önemi yansıtmaktadır.

Derbinin şampiyonluk yarışına olası etkisini de değerlendiren Skriniar, bu tür karşılaşmaların belirleyici olmasına rağmen, henüz sezonun çok erken bir aşamasında olunduğunu vurguladı. “Derbiler şampiyonluk için belirleyici oluyorlar ama bu derbiden sonra da çok fazla maç var. Derbi kazanmak takıma ekstra bir motivasyon ve katkı sağlıyor, ancak bu maçı kazanan şampiyon olur demek için henüz çok erken” yorumunu yaptı. Slovak oyuncu, Fenerbahçe’nin hedefinin bu kritik maçı kazanarak ligdeki istikrarlı yolculuğunu en iyi şekilde sürdürmek olduğunu belirterek, genel şampiyonluk hedefine ulaşma yolundaki uzun vadeli perspektifi yineledi. Bu yaklaşım, sezonun bütüncül dinamiklerine ve her maçın kendi içindeki değerine odaklanıldığını göstermektedir.