1 Aralık 2025 tarihinde İstanbul’un Bakırköy ilçesinde, Bakırköy Adliyesi’nde ağır ceza duruşma savcısı olarak görev yapmakta olan A.M.S.’nin, emekli askeri hâkim olan babası M.T.S. tarafından fiziksel şiddete maruz kaldığı iddiasıyla hukuki süreç başlatıldı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin detaylı bir soruşturma başlattığını kamuoyuna duyurdu. Bu gelişme, adalet mekanizması içerisinde görev alan profesyonellerin kişisel hayatlarında yaşanan gerilimlerin de yasal çerçevede ele alındığını göstermektedir.
Gece saatlerinde vuku bulan olayda, Savcı A.M.S. polis ekiplerini arayarak babası M.T.S.’nin kendisine şiddet uyguladığını belirtmiş ve yardım talebinde bulunmuştur. Savcının ilk beyanlarında “Babamdan şiddet görüyorum. Her yerim morluk içerisinde. Şu an kendimi odaya kilitledim” şeklindeki ifadeleri, durumun aciliyetini ve mağduriyetin boyutunu ortaya koymuştur. İhbar üzerine derhal olay yerine intikal eden emniyet birimleri, savcı A.M.S. ile ilk teması sağlamış ve şikayet üzerine gerekli prosedürleri başlatmıştır.
Taraflar arasındaki gerilimin, M.T.S.’ye ait bir ev nedeniyle ortaya çıktığı ve aile içi ayrımcılık iddialarının da tartışmanın temelini oluşturduğu öğrenilmiştir. Savcı A.M.S.’nin daha önce de babası M.T.S. hakkında uzaklaştırma kararı aldırmış olması, bu hadisenin münferit bir olaydan ziyade, süregelen bir aile içi şiddet ve anlaşmazlık zincirinin yeni bir halkası olabileceğini düşündürmektedir. Bu hukuki tedbir, aile içi şiddetin önlenmesine yönelik yasal mekanizmaların aktif olarak kullanıldığını ancak bazı durumlarda bu tür kararların dahi sorunu tamamen ortadan kaldırmaya yetmeyebileceğini göstermektedir.
M.T.S.’nin kızı A.M.S.’yi tartışma esnasında darp ettiği ve Savcı A.M.S.’nin kafasına aldığı darbe neticesinde yaralandığı tespit edilmiştir. Olayın ardından hastanede tedavi altına alınan A.M.S.’nin vücudunda morluklar bulunduğu da beyanları arasında yer almıştır. Bu durum, fiziksel şiddetin somut delillerle desteklendiğini ve olayın ciddiyetini vurgulamaktadır. Tıbbi raporlar ve alınan ifadeler, yürütülen soruşturmanın önemli dayanaklarını teşkil edecektir.
Şikayet üzerine emniyet güçleri, savcı A.M.S. ve emekli hâkim M.T.S.’yi Bakırköy Aile İçi Ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği’ne götürerek yasal işlemlerin başlatılmasını sağlamıştır. Burada, Savcı A.M.S.’nin detaylı ifadesi alınmış, babasının herhangi bir psikolojik rahatsızlığının olmadığını ancak sürekli evlat ayrımı yaptığını, kendisine hakaretler savurarak saçını çekip darbettiğini ayrıntılarıyla anlatmıştır. Bu ifadeler, soruşturmanın seyrini belirleyecek ana unsurlardan biridir.
Bu olayın, adalet sisteminin iki önemli temsilcisini, bir savcı ve bir emekli hâkimi içermesi, kamuoyunun dikkatini çekmekle kalmayıp, mesleki etik ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin kişisel ilişkilerdeki yansımaları üzerine de tartışmaları beraberinde getirmiştir. Hukuk uygulayıcılarının dahi aile içi şiddet mağduru veya faili olabileceği gerçeği, bu tür vakaların toplumsal katmanlarda ne denli yaygın olduğunu ve hiç kimsenin yasal koruma veya sorumluluk dışında tutulamayacağını ortaya koymaktadır. Adaletin tecellisi açısından, olayın taraflarının mesleki kimlikleri, soruşturmanın hassasiyetini ve titizliğini daha da artırmaktadır.
Türkiye’de aile içi şiddetle mücadele, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile güvence altına alınmıştır. Bu kanun, şiddet mağdurlarına koruma kararları, uzaklaştırma emirleri gibi çeşitli yasal mekanizmalar sunmaktadır. Savcı A.M.S.’nin durumunda olduğu gibi, daha önce alınan uzaklaştırma kararı, bu yasal çerçevenin varlığını ve uygulanabilirliğini göstermekle birlikte, bazı durumlarda şiddetin devam etme potansiyelini de gözler önüne sermektedir. Bu durum, yalnızca yasal yaptırımların değil, aynı zamanda toplumsal farkındalığın ve önleyici tedbirlerin de sürekli olarak güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma, delillerin toplanması, ifadelerin değerlendirilmesi ve olayın tüm yönlerinin aydınlatılması amacıyla titizlikle yürütülmektedir. Bu sürecin sonunda, elde edilen bulgular doğrultusunda M.T.S. hakkında kamu davası açılmasına karar verilebileceği gibi, başka hukuki sonuçlar da doğabilir. Adli makamların, bu tür hassas davalarda şeffaflık ve adil yargılanma ilkelerine bağlı kalarak hareket edeceği beklenmektedir. Olayın nihai yasal akıbeti, soruşturmanın tamamlanmasının ardından netlik kazanacaktır.

https://www.youtube.com/shorts/