Dr. Serdar Kıyak, eşi Gülşah Karaman Kıyak (34) ve oğlu Poyraz’ın (1) ölümleriyle bağlantılı olarak ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçlamasıyla tutukluyken, Elazığ’da tutulduğu cezaevinde yaşamına son verdi. Bu olay, Samsun’un Bafra ilçesinde Kızılırmak Nehri’ne düşen bir otomobilde meydana gelen trajik hadisenin ardından başlatılan hukuki sürecin önemli bir dönüm noktasını teşkil ediyor. Kıyak’ın, 30 Kasım Pazar günü saat 19.30 sıralarında Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda gerçekleştirdiği intihar girişimi, infaz koruma memurlarının ilk müdahalelerine rağmen cezaevi semt polikliniğinde hayatını kaybetmesiyle neticelendi.

Samsun’un Bafra ilçesi Asar Mahallesi Altınkaya Barajı yolu üzerinde 12 Eylül tarihinde, Dr. Serdar Kıyak idaresindeki otomobil Kızılırmak Nehri’ne uçmuştu. Bu ihbar üzerine bölgeye sağlık, itfaiye ve jandarma ekipleri hızla sevk edildi. Kaza yerinde yapılan arama kurtarma çalışmaları sonucunda, Kıyak’ın eşi Gülşah Karaman Kıyak ile 1 yaşındaki oğlu Alperen Poyraz Kıyak’ın cansız bedenlerine ulaşıldı. Otomobilden kendi imkanlarıyla çıkan Dr. Kıyak’ın ise kazayı hafif sıyrıklarla atlattığı ve sağlık durumunun iyi olduğu belirlendi.

Psikiyatri asistanı olan Dr. Kıyak, olayın hemen ardından verdiği ilk ifadede, eşi ve çocuğunun kaza esnasında uyuduğunu, navigasyona bakarken direksiyon hakimiyetini kaybettiğini belirtmişti. Ancak, Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen detaylı soruşturmada, olay sonrasında Dr. Kıyak’ın cüzdanının ve cep telefonunun üzerinde olduğu tespit edildi. Ayrıca, tanıkların ifadelerine göre, Kıyak’ın kaza anında nehir kenarında beklediği gözlemlenmişti. Bu bulgular, Kıyak’ın beyanlarıyla çelişen ilk şüpheleri ortaya çıkarmıştı.

Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında, Dr. Serdar Kıyak’ın kaza sonrası 112 Acil Yardım hattını aramamış olduğu ve olayın meydana geldiği bölgede herhangi bir fren izine rastlanmadığı belgelendi. Bu durum, kazanın bilerek mi gerçekleştiği yönündeki şüpheleri artırdı. Ayrıca, maktul Gülşah Karaman Kıyak’ın yakın arkadaşlarına gönderdiği sesli ve yazılı mesajlarda, eşi tarafından tehdit edildiğini ve kendisine zarar verilebileceği yönündeki endişelerini dile getirdiği tespit edildi. Bu mesajlar, dosyadaki deliller arasına dahil edildi.

Adli tahkikat dosyasına giren diğer bilgilere göre, Dr. Kıyak’ın aynı hastanede görev yapan psikolog D.C. ile ilişkisi olduğu ve bu ilişkinin eşiyle aralarında sürekli tartışmalara yol açtığı belirlendi. Şüphelinin psikiyatri ilaçları kullandığı bilgisi de soruşturma kayıtlarında yer aldı. Bu kişisel detaylar, olayın motivasyonu ve Kıyak’ın psikolojik durumu hakkında ek bilgiler sağladı. Bu unsurlar, savcılığın ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçlamasını destekleyen argümanları güçlendirdi.

Eşi ve oğlunun defnedilmesinin ardından, Dr. Kıyak ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Jandarmadaki sorgusunda susma hakkını kullanan şüpheli, adliyeye sevk edildiğinde hakim karşısında verdiği ifadelerde çelişkili beyanlarda bulundu. Bu çelişkili ifadeler ve toplanan deliller ışığında, Dr. Serdar Kıyak 17 Eylül tarihinde mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu karar, davanın kamuoyundaki ciddiyetini ve yargı sürecinin kesinliğini pekiştirdi.

Tutuklanmasının ardından birkaç gün içinde, Dr. Kıyak cezaevinde ilk intihar teşebbüsünde bulundu. Bu girişim üzerine hemen Bafra Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Kıyak, buradan ileri tetkik ve tedavi için Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi. Tedavisi tamamlandıktan ve sağlık durumu stabil hale geldikten sonra, güvenlik prosedürleri gereği Elazığ’daki yüksek güvenlikli cezaevine nakledildi. Bu transfer, tutuklunun hem sağlık hem de güvenlik ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılmıştı.

Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 30 Kasım akşamı saat 19.30 sıralarında gerçekleşen intihar girişimi, infaz koruma memurlarının olay yerine anında ulaşarak müdahale etmelerine rağmen Kıyak’ın yaşamını yitirmesini engellemedi. Ambulansla cezaevi semt polikliniğine nakledilen Kıyak, yapılan tüm tıbbi müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bu gelişmeyle birlikte, Dr. Serdar Kıyak’ın eşi ve oğlunun ölümüne ilişkin yargı süreci, sanığın vefatı nedeniyle farklı bir boyut kazanmış oldu. Yetkililer, intihar olayıyla ilgili kapsamlı bir idari soruşturma başlattıklarını duyurdu.

https://www.youtube.com/shorts/