T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı, 28 Kasım 2025 tarihli Cuma hutbesini kamuoyuna sundu. Başlığı ‘Fedakârlığın Zirvesi: Îsâr’ olan hutbe, İslam inancında fedakarlık ve başkalarını önceliklendirme kavramlarını detaylandırıyor. Hutbe metni, 27 Kasım 2025 tarihinde saat 16:01’de erişime açılmış olup, dört dakikalık bir okuma süresine sahiptir.

Îsâr kavramı, hutbenin merkezini oluşturarak, yalnızca Allah rızasını gözeterek başkalarının ihtiyaçlarını imkanlar dahilinde karşılama çabası olarak tanımlanmıştır. Bu kavram, bireyin kendi ihtiyaçlarından önce başkalarının gereksinimlerini düşünmesini ve bu uğurda fedakârlıkta bulunmasını teşvik eder. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu ilkenin İslam dininin temel gayelerinden biri olduğunu belirtmektedir.

Hutbede, Îsâr’ın somut uygulama alanlarına dikkat çekilmektedir. Aile bireylerine, özellikle anne, baba, eş ve çocuklara yönelik şefkat, merhamet ve sabırla yaklaşım, bu fedakârlık anlayışının bir parçası olarak vurgulanmıştır. Ayrıca, engelli bireylere hayatı kolaylaştırma çabası, onların gözü, dili, kulağı, ayağı ve eli olma sorumluluğu, toplumsal dayanışmanın önemini sergilemektedir.

Toplumun ve tüm insanlığın iyiliğe ulaşması hedefiyle, kimi zaman maldan, kimi zaman da kişisel rahatlıktan vazgeçme gerekliliği Îsâr’ın kapsamı içinde ele alınmıştır. Yakın çevredeki komşulara ve akrabalara yardım eli uzatma, maddi ve manevi desteği esirgememe prensibi öne çıkarılmıştır. Özellikle, hutbede Gazze’deki mazlum kardeşlere yönelik maddi ve manevi destek sağlama gerekliliğine açıkça değinilmesi, bölgesel ve küresel insani sorunlara dini bir perspektiften yaklaşımı göstermektedir.

Îsâr’ın en üst seviyesi olarak din, vatan ve mukaddesat uğruna can feda etme sorumluluğu belirtilmiştir. Bu durum, bireysel fedakarlığın ötesinde ulvi değerler için yapılan en büyük adanmışlık olarak değerlendirilmektedir. Bu ilke, ulusal ve dini kimlik bağlamında yüksek bir adanmışlık seviyesini ifade etmektedir.

Sermaye, Îsâr’ın teolojik temelini Kur’an-ı Kerim’den ve Hz. Muhammed’in (s.a.s.) hadislerinden referanslarla pekiştirmektedir. Al-Insan Suresi’nin 8. ve 9. ayetleri (‘Ve kendi canları çekmesine rağmen yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz sizi sadece Allah rızası için doyuruyoruz; sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.’) ile ‘Sizden biriniz kendi nefsi için sevdiğini, kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş sayılmaz.’ Hadisi Şerif’i, bu fedakarlık anlayışının dini buyruklarla desteklendiğini ortaya koymaktadır.

Hutbe, Îsâr’ın en güzel örneklerinin Hz. Peygamber (s.a.s.) ve seçkin sahabeleri tarafından sergilendiğini hatırlatır. Onların hayatlarından alınan dersler, Müslüman toplumu için bir yaşam rehberi ve fedakârlık modeli olarak sunulmaktadır. Bu tarihsel bağlam, Îsâr prensibinin köklü bir İslami geleneğe dayandığını vurgulamaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu hutbe ile sevgi ve kardeşlik temelinde yükselen, bencillik, cimrilik ve kıskançlık gibi kötü hasletlerden arınmış, iyilikte yarışan erdemli bir toplum inşa etme hedefini belirtmektedir. Bu sosyal vizyon, Îsâr kavramının toplumsal uyumu ve ahlaki gelişimi teşvik etmedeki merkezi rolünü öne çıkarmaktadır.

Söz konusu hutbe metni, Türkçe’nin yanı sıra Almanca, İngilizce, Rusça, İspanyolca, İtalyanca, Fransızca ve Arapça olmak üzere çeşitli dillerde yayınlanarak geniş bir uluslararası kitleye erişim sağlamıştır. Bu çok dilli erişim, Diyanet’in mesajlarını küresel ölçekte yayma stratejisini yansıtmaktadır. Kurum, Üniversiteler Mah. Dumlupınar Blv. No: 147/A 06800 Çankaya/ANKARA adresinde faaliyetlerini sürdürmekte olup, 2025 yılına ait tüm hakları T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı’na aittir.