ÖneÇıkanlar

Dijital Erişime Yeni Kurallar ve Yargı Sisteminde Kapsamlı Değişimler: 11. Yargı Paketi Ne Getiriyor?

1764275722064

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 11. Yargı Paketi, sadece hukuki süreçleri değil, aynı zamanda dijital dünyadan toplumsal yaşama kadar geniş bir alanı etkileyecek kapsamlı değişiklikleri beraberinde getiriyor. Uzun süredir gündemde olan tartışmalı konuları da içeren bu yeni yasal düzenleme, hem internet erişimine yönelik yeni kurallar getirirken hem de ceza infaz süreçlerinde önemli reformlar vadediyor. Bu paket, yargı sistemimizin geleceğini şekillendirme potansiyeli taşıyor ve kamuoyunda büyük merak uyandırıyor.

Paketin en dikkat çekici maddelerinden biri, dijital dünyayı doğrudan ilgilendiren erişim engelleme düzenlemesi. Yeni tasarıya göre, sulh ceza hâkimleri, içeriklerde “ilk bakışta ihlal” tespit etmeleri durumunda ilgili içeriğe erişimi engelleyebilecek. Ancak bu “ilk bakışta ihlal”in somut kriterlerinin belirsizliği, internet özgürlükleri ve ifade hürriyeti açısından ciddi endişeleri beraberinde getiriyor. Dijital aktivistler ve hukukçular, bu soyut tanımlamanın keyfi uygulamalara zemin hazırlayabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Ayrıca, Türkiye içindeki yüksek trafikli yabancı sitelerin, erişim engeli kararlarına uymaması halinde “bant daraltma” cezasıyla karşılaşması öngörülüyor. Bu adım, uluslararası platformların Türkiye’deki faaliyetlerini düzenleme ve denetleme konusunda devletin yetkisini genişleten önemli bir gelişme olarak kabul ediliyor, internet kullanım alışkanlıklarını kökten değiştirebilir.

Paketin en çok tartışılan ve kamuoyunu en çok meşgul eden yönlerinden biri de, iktidarın “af” olmadığını vurgulasa da “örtülü af” niteliği taşıdığı belirtilen ceza infaz düzenlemesi. Daha önce Covid-19 pandemisi kapsamında uygulanan ve 31 Temmuz 2023 öncesinde işlenen suçlardan kesinleşmiş cezası olanların tahliyesine olanak tanıyan bu düzenleme, yargı sürecinin yavaş işlemesi nedeniyle cezası kesinleşmemiş olanlar arasında eşitsizlik yarattığı gerekçesiyle yoğun eleştirilere maruz kalmıştı. Bu durum, benzer durumda olan mahkumların Anayasa Mahkemesi’ne başvurularına yol açmıştı. 10. Yargı Paketi taslağında yer alıp son dakikada çıkarılan bu düzenleme, şimdi 11. Yargı Paketi ile yeniden gündeme geliyor. Geçmişteki uygulamaların yarattığı tartışmaların gölgesinde, bu yeni düzenlemenin toplumsal adalet anlayışı üzerindeki etkileri yakından izlenecek.

Yeni düzenleme, İnfaz Kanunu’ndaki mevcut “31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla” ifadesini, “Bu tarihi ve öncesinde işlenmiş suçlar nedeniyle” şeklinde değiştirerek, kapsamı genişletiyor ve önceki eşitsizlik iddialarını gidermeyi amaçlıyor. Bu kritik değişiklik sayesinde, ilk aşamada yaklaşık 55 bin kişinin tahliye edilmesi beklenirken, birkaç ay içinde bu sayının ağır adli suçları işleyenler de dahil olmak üzere 115 bine ulaşabileceği öngörülüyor. Tahliye mekanizması ise şu şekilde işleyecek: Kapalı ceza infaz kurumlarında belirli bir süre geçirmiş ve açık cezaevine ayrılma süresi üç yıl veya daha az kalan hükümlüler, bu şartları sağlamaları halinde açık cezaevlerine ayrılabilecekler. Açık cezaevinde en az üç ay kalanlar ise denetimli serbestlikten üç yıl erken yararlanarak serbest kalma hakkı elde edecekler. Ancak terör suçları, anayasal düzene karşı işlenen suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, bu kapsam dışında tutulmaya devam edilecek, böylece belirli hassas suç kategorilerinde ödün verilmeyeceği mesajı veriliyor. Bu düzenleme, kesinleşmiş ancak henüz infaz edilmemiş hapis cezaları için de geçerli olacak.

11. Yargı Paketi, yukarıda bahsedilen ana konuların yanı sıra birçok başka önemli düzenlemeyi de içeriyor. Çocukları kullanan örgüt yöneticilerine verilen cezaların ağırlaştırılması ve genel olarak örgüt suçlarının cezalarının artırılması, organize suçla mücadelede kararlılığı vurguluyor. Avukatlara yönelik disiplin cezalarının yeniden düzenlenmesi ise hukuk camiasında mesleki uygulamalara etkileri nedeniyle tartışmalara yol açabilir. İcra ihaleleri konusunda da köklü değişiklikler öngörülüyor; artık ihalenin feshini sadece satış isteyen alacaklı, borçlu, kayıtlı ilgililer ve ihaleye katılanlar talep edebilecek. Bu, icra süreçlerindeki gereksiz gecikmeleri engellemeyi ve süreçleri hızlandırmayı hedefliyor. Ayrıca, borçluların alacaklarını icra takibi yoluyla tahsil etmesini engellemek amacıyla mal kaçırma eylemlerine karşı yeni düzenlemeler getirilerek alacaklıların hakları daha etkin korunmaya çalışılıyor.

Netice itibarıyla, 11. Yargı Paketi Türkiye’nin hukuk sisteminde çok yönlü ve derinlemesine bir dönüşümün habercisi olarak değerlendirilebilir. Dijital erişim özgürlükleri üzerindeki potansiyel etkileri, geniş kitleleri ilgilendiren ceza infaz düzenlemeleri ve adli süreçlerdeki prosedürel iyileştirmeleriyle bu paket, hem vatandaşların günlük yaşamlarını hem de hukukun işleyişini doğrudan etkileyecek nitelikte. Özellikle dijital içerik denetimindeki belirsizlikler ve infaz yasasındaki genişletilmiş tahliyeler, kamuoyunun odağında yer alacak temel başlıklar olacak. Bu yasal düzenlemenin Meclis’teki görüşmeleri ve uygulama süreçleri, Türkiye’nin gelecekteki hukuki ve toplumsal yapısını şekillendirecek kritik bir dönüm noktası teşkil edecek.

Ayla Sezen

Ayla Sezen (32) — Eğitim & Kişisel Gelişim Yazarı Ayla Sezen, eğitim teknolojileri ve öğrenme psikolojisi alanlarında çalışmalar yapan bir içerik uzmanıdır. Kariyeri boyunca farklı yaş gruplarına yönelik eğitim projelerinde görev almış, dijital öğrenme sistemleri üzerine araştırmalar yürütmüştür. Blogunda verimli çalışma teknikleri, öğrenme metodları ve kişisel gelişim konularını işler.