Trendyol Süper Lig’in 13. haftası geride kalırken, sahadaki mücadelelerden çok hakem kararları ve Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulamaları gündemi meşgul etti. Özellikle iki kritik karşılaşmada yaşananlar, Türk hakemliğinin geleceği üzerine derinlemesine sorular doğurdu.\n\nFanatik yazarı Deniz Çoban’ın çarpıcı değerlendirmeleri, bu haftanın hakem kararlarından ziyade VAR müdahaleleriyle anılacağını ortaya koydu. Tecrübeli hakem Halil Umut Meler’in üç pozisyonda, genç hakem Ali Yılmaz’ın ise iki kırmızı kart kararını VAR incelemesi sonrası değiştirmesi, sistemin ne denli kritik bir rol oynadığını gözler önüne serdi.\n\nVAR’ın adalet sağlama konusundaki etkinliği tartışılmazken, böylesine yoğun müdahalelerin saha hakemlerinin temel karar mekanizmaları üzerindeki etkisi düşündürücü bir boyut kazandı. Hakemlerin kararlarını sahada vermek yerine sürekli VAR’a bağımlı hale gelmesi, uzun vadede Türk hakemliğinin gelişimine olumsuz yansımalar doğurabilir. Bu hafta Attila Karaoğlan “Haftanın Hakemi” seçilirken, Halil Umut Meler “Haftanın Hayal Kırıklığı” olarak belirtildi.\n\nGalatasaray-Gençlerbirliği maçında Ozan Ergün’ün performansı da mercek altına alındı. Hakemin kart kararlarında ve faul değerlendirmelerinde gözlemlenen tutarsızlıklar, oyunun akışını doğrudan etkiledi. 31. dakikadaki Talisson ile Kazım Can arasındaki gerginlikte verilen sarı kartlar doğruydu, ancak hakemin tansiyonun yükselmesine engel olamaması dikkat çekti. 49. dakikada Barış Alper’in ortasında Talisson’un topuğuyla Barış Alper’e teması penaltı şüphesi yaratsa da, temasın hafifliği nedeniyle devam kararı doğru kabul edildi.\n\nMaçın 60. dakikasında Talisson’un Kazım Can’a yaptığı kontrolsüz faulde ikinci sarı kartın doğru olmasıyla birlikte, bu faulde avantaj oynatılması kural ihlaliydi; hakem oyunu anında kesip kartı göstermeliydi. 63. dakikada Göktan’ın Sallai’ye müdahalesi ise rakibin sağlığını riske atan ve futbol oyun kurallarına göre kesinlikle kırmızı kartla cezalandırılması gereken bir hareketken, hakemin kart bile çıkarmaması hem maçın hem de genel hakemlik kalitesinin ciddi şekilde zedelendiğini gösterdi. Bu tür kritik hatalar, maçın gidişatını doğrudan etkileyerek hakem yönetiminin sorgulanmasına yol açtı.\n\nÇaykur Rizespor-Fenerbahçe karşılaşmasında ise Çağdaş Altay’ın verdiği kararlar, skor üzerinde belirleyici olabilecek nitelikteydi ve vasatın altında bir performans sergiledi. Henüz 6. dakikada Rizespor’un attığı ilk gol öncesinde Fred ile Buljubasic arasındaki mücadelede Fenerbahçe lehine faul kararı verilmemesi tartışma yarattı. Bu pozisyonda adil bir mücadeleden ziyade faul beklentisi daha ağır basıyordu.\n\nMaçın 14. dakikasında Fred’in doğal konumdaki koluna çarpan topa elle oynama kararı verilmesi ve ardından gelen ikinci gol, maçın dengesini Rizespor lehine tamamen değiştirdi; bu kararın yanlış olduğu belirtildi. Kart uygulamalarında da ciddi tutarsızlıklar gözlendi: 11. dakikada Papanikolaou’nun Duran’ın ayağına basmasına rağmen ne faul ne de kart çıkmazken, 47. dakikada Samet’in faul yapmadığı pozisyonda hem düdük hem de itirazdan sarı kart görmesi, hakemin disiplin uygulamalarındaki zayıflığını ortaya koydu. 50. dakikada İsmail’in Hojer’e müdahalesine çıkan sarı kart doğruydu; ancak 63. dakikada Laci’nin ikinci sarı karttan atılması oldukça tartışmalıydı. Faulün kontrolsüz olmaması ve pozisyonun umut vadeden atak tanımına uymaması nedeniyle bu kırmızı kartın hatalı olduğu yorumlandı. Tongya’nın koluyla buluşan topta 82. dakikada penaltı kararı verilmemesi ise doğru bir değerlendirmeydi. Ozan Ergün’ün bu maçtaki kontrolsüzlükleri, avantaj kuralı yanlışları ve kırmızı kart kriterlerini göz ardı etmesi, üst düzey bir hakemden beklenmeyecek cinstendi.\n\nGenel olarak, Trendyol Süper Lig’in 13. haftası, hakemlerin saha içi karar alma mekanizmalarında yaşanan sorunları ve VAR’ın kurtarıcı ancak aynı zamanda sorgulatıcı rolünü gözler önüne serdi. Türk hakemliğinin, bu eleştirileri dikkate alarak daha tutarlı, adil ve oyunun ruhuna uygun kararlar verebilmesi için acil adımlar atması gerektiği açıkça ortadadır.