EuroLeague’in İsrail takımlarının kendi ülkelerinde maç yapma yasağını kaldırması, uluslararası basketbol camiasında geniş yankı uyandırdı. Ekim 2023’ten bu yana devam eden bu yasak, bölgedeki güvenlik koşulları nedeniyle uygulanmaktaydı. Karar doğrultusunda, Türk basketbolunun devleri Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes gibi kulüplerin, artık İsrail deplasmanına gidecek olması, ligdeki dengeler açısından önemli bir gelişmeyi işaret ediyor. Bu durum, sadece maç takvimini değil, aynı zamanda takımların lojistik ve güvenlik planlamalarını da doğrudan etkileyecek.
Yasak, İsrail’deki mevcut güvenlik endişeleri nedeniyle Ekim 2023’te başlamış ve İsrail takımlarını EuroLeague ile EuroCup’taki iç saha maçlarını tarafsız sahalarda oynamaya mecbur bırakmıştı. Bu süreç, Maccabi Playtika Tel Aviv ve Hapoel Shlomo Tel Aviv gibi takımların normal deplasman yüklerini artırırken, aynı zamanda taraftar desteğinden uzak kalmalarına neden olmuştu. Yasağın kalkmasıyla birlikte, bu takımlar yeniden kendi seyircileri önünde mücadele etme fırsatı bulacak, bu da hem sportif hem de moral açıdan büyük bir değişim yaratacak. Ligin rekabetçi yapısı için de iç saha avantajının geri gelmesi önemli bir faktör.
Euroleague Commercial Assets (ECA) üye kulüpleri, 27 Kasım Perşembe günü yaptıkları toplantıda İsrail’deki durumu kapsamlı bir şekilde değerlendirdi. Bu toplantı, daha önce 21 Ekim’de belirlenen 1 Aralık’ın maçların yeniden başlaması için geçici bir tarih olarak ilan edilmesinin ardından gerçekleşti. Toplantı sırasında, Euroleague Basketball (EB) heyetinin geçtiğimiz hafta İsrail’e gerçekleştirdiği resmi ziyaret hakkında detaylı bilgi paylaşıldı. Ziyaret kapsamında, mevcut güvenlik koşulları ve uygulanacak önlemler titizlikle yerinde incelenmiş, çeşitli hükümet kurumlarıyla resmi görüşmeler yapılmıştı. Kulüpler ayrıca, ELPA, EHCB ve UEBO gibi yerel ve uluslararası yetkililerle, ziyaretçi takımlarla ve diğer ilgili kuruluşlarla yapılan son istişareleri de gözden geçirdi. Bu kapsamlı değerlendirme süreci, kararın arka planındaki ciddiyeti gösteriyor.
Ancak NTV Spor’un da belirttiği gibi, “güvenlik garantisi verilemeyen İsrail’de maçlar, ulusal hükümet kısıtlamalarına rağmen başlıyor” ifadesi, kararın tartışmalı yönlerini ortaya koyuyor. Özellikle ulusal hükümetlerin İsrail’e seyahatle ilgili önerileri veya kısıtlamaları varken maçların yeniden başlaması, bazı çevrelerde endişe yaratıyor. EuroLeague yönetimi, tüm bu değerlendirmelere rağmen maçları yeniden başlatma kararı alarak, mevcut güvenlik protokollerine güvendiğini gösteriyor. Bu durum, sporun politik hassasiyetlerle nasıl iç içe geçtiğini ve organizasyonların bu tür durumlarda nasıl zorlu kararlar almak zorunda kaldığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Alınan kararla birlikte, EuroCup ve EuroLeague maçları sırasıyla 9 ve 11 Aralık tarihlerinde İsrail’de yeniden başlayacak. Ekim 2023’ten bu yana İsrail’de oynanacak ilk resmi maç, 9 Aralık’ta EuroCup’ta Hapoel Jerusalem’in Veolia Towers Hamburg’u ağırlayacağı karşılaşma olacak. EuroLeague ise 11 Aralık’ta Maccabi Playtika Tel Aviv ile ASVEL arasındaki maçla sahalara geri dönecek. Hapoel Shlomo Tel Aviv de evindeki ilk maçını 16 Aralık’ta Kızılyıldız’a karşı oynayacak. Bu takvim, İsrail takımlarının iç saha avantajını yeniden elde etmelerini sağlayarak, ligdeki sıralamalar üzerinde potansiyel bir etki yaratabilir.
Euroleague Basketball, tüm bu süreçte katılımcıların güvenliği ve sağlığını sağlamak adına gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğini belirtti. Yerel ve uluslararası yetkililerle, misafir takımlarla ve ilgili tüm kuruluşlarla sürekli iletişimde kalınacağı vurgulandı. Ayrıca, EB yönetimi tarafından sunulan geri dönüş planının, ulusal takımların İsrail’e seyahatleriyle ilgili ulusal hükümetlerin önerileri veya kısıtlamalarıyla tam işbirliği ve uyum içinde olmayı taahhüt ettiği açıklandı. Bu durum, kararın statik olmayıp, bölgesel gelişmelerle birlikte güncellenebilecek dinamik bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, EuroLeague’in İsrail takımları için aldığı bu “flaş karar”, hem ligin sportif dinamiklerini kökten değiştirecek hem de güvenlik endişeleri ile uluslararası ilişkilerin kesişim noktasında yeni bir tartışma alanı açacak. Maçların yeniden başlaması, İsrail kulüpleri için moral ve motivasyon kaynağı olsa da, kararın ardındaki güvenlik tartışmaları ve ulusal hükümetlerin potansiyel kısıtlamaları, bu gelişmeyi sadece bir spor haberi olmaktan çıkarıp, daha geniş bir jeopolitik bağlama oturtuyor. Bu durum, sporun evrenselliği ile bölgesel gerçekliklerin karmaşık etkileşimini bir kez daha ortaya koyuyor.