Yapay Zeka mı Yanılıyor, Adana mı Yanlış Anlaşılıyor? Vali’den Net Çağrı!
Günümüzün hızla dijitalleşen dünyasında yapay zeka teknolojileri, hayatımızın her alanına nüfuz etmeye başladı. Şehir planlamasından güvenlik analizlerine kadar geniş bir spektrumda kullanılan bu sistemler, kimi zaman oldukça şaşırtıcı sonuçlar doğurabiliyor. Adana’nın Yüreğir ilçesinde bulunan 19 Mayıs Mahallesi’nin, bir yapay zeka araştırması sonucunda Türkiye’nin ‘en tehlikeli’ yerleşim yerleri listesine dahil edilmesi, kentte geniş yankı uyandırdı ve ciddi tartışmaları beraberinde getirdi.
Her ne kadar yapay zeka algoritmaları, büyük veri setlerini işleyerek nicel göstergelere dayalı objektif analizler sunsa da, bu tür sınıflandırmaların ardındaki karmaşık sosyo-kültürel dokuyu ve insan faktörünü göz ardı etme potansiyeli her zaman mevcuttur. Suç oranları, demografik dağılım veya eğitim seviyeleri gibi ölçülebilir veriler, bir bölgedeki yaşam kalitesinin veya güvenliğin sadece bir kısmını temsil eder. Bir mahallenin gerçek ruhu, komşuluk ilişkileri, kültürel aktiviteleri ve toplumsal dayanışma gibi faktörler, algoritmaların erişiminin ötesinde kalabilir; bu da, yapay zeka etiketlerinin yüzeysel kalmasına neden olur.
Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, bu sansasyonel ve tartışmalı tespiti kesin bir dille yalanlayarak, 19 Mayıs Mahallesi’nin medyada çizilen tabloyla uzaktan yakından ilgisi olmadığını ifade etti. Vali Köşger, bu tür algıların Adana’nın tarihsel süreçte edindiği yanlış imajdan kaynaklandığını ve esas sorunun kentin tanıtımındaki eksiklikler olduğunu vurguladı. Uzun yıllardır süregelen bu negatif imajın, Adana’ya dışarıdan bakışı olumsuz etkilediğini, şehre olan yatırımları ve turistik ilgiyi olumsuz yönde etkilediğini belirtti.
Vali Köşger, bu araştırmanın katılımcılarına veya bu konuda fikir beyan eden herkese Adana’yı bizzat ziyaret etmeleri yönünde açık bir çağrıda bulundu. Dışarıdan oluşturulan önyargılı düşüncelerin, yerinde yapılan gözlemlerle tamamen değiştiğine dikkat çekti. Kentin canlı atmosferini, sıcakkanlı insanlarını, zengin mutfağını ve köklü tarihini deneyimleyen birçok kişinin, Adana’nın aslında sanılandan çok daha farklı, güvenli ve yaşanabilir bir şehir olduğunu fark ettiğini dile getirdi. Bu tür kişisel deneyimlerin, veri analizlerinin ötesine geçerek gerçek bir dönüşüm sağlayabileceği mesajını verdi.
Bir şehrin imajı, yalnızca vatandaşlarının yaşam kalitesi üzerinde değil, aynı zamanda ekonomik büyümesi ve kültürel gelişimi üzerinde de doğrudan bir etkiye sahiptir. Negatif algılar, potansiyel yatırımcıları caydırabilir, yetenekli işgücünün şehre gelmesini engelleyebilir ve turizm gelirlerini düşürebilir. Bu nedenle, bir şehrin olumlu yönlerini öne çıkaran, kapsamlı ve stratejik bir tanıtım kampanyası hayati önem taşır. Bu kampanyalar, yalnızca ekonomik getiriler sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kent sakinlerinin aidiyet duygusunu pekiştirir ve yerel gururu artırır.
Yapay zeka destekli analizler değerli içgörüler sunsa da, toplumsal olayların ve insan coğrafyalarının karmaşıklığını tam anlamıyla kavramakta yetersiz kalabilir. ‘Tehlikeli’ gibi etiketler, çoğu zaman çok boyutlu bir sorunu basitleştirir ve yanlış yorumlamalara yol açar. Bir topluluğun dinamik yapısı, güvenlik algısı ve yaşam kalitesi gibi kavramlar, sadece istatistiksel verilere indirgenemeyecek kadar katmanlıdır. İnsani unsurları, kültürel bağları ve yerel anlatıları göz önünde bulundurmak, daha doğru ve adil bir değerlendirme için esastır.
Adana Valiliği, kentin bu olumsuz algısından kurtulması ve hak ettiği değeri görmesi için ‘yeni bir hareketlenme’ içine girme kararı aldı. Bu yeni girişim, Adana’nın tarihi ve doğal güzelliklerini, eşsiz mutfak kültürünü, sanatsal zenginliklerini ve misafirperverliğini ulusal ve uluslararası platformlarda daha aktif bir şekilde tanıtmayı hedefleyecektir. Bu proaktif yaklaşım, sadece 19 Mayıs Mahallesi’nin değil, Adana’nın genel kimliğini yeniden şekillendirecek ve şehrin gerçek potansiyelini ortaya çıkaracaktır.
Sonuç olarak, yapay zekanın sağladığı verilerin ve insan deneyimlerinin birleşimi, şehirlerin kimliğini daha doğru ve kapsamlı bir şekilde anlamamızı sağlar. Adana örneği, teknolojik analizlerin bir başlangıç noktası olabileceğini, ancak nihai kararların ve algı yönetiminin daima yerel bilgi, şeffaf iletişim ve insan odaklı yaklaşımlarla desteklenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Adana, bu süreçte kendi hikayesini, güçlü yanlarını ve gerçek kimliğini dünyaya anlatmak için önemli bir adım atmış bulunuyor.
İlgili
Ayla Sezen (32) — Eğitim & Kişisel Gelişim Yazarı Ayla Sezen, eğitim teknolojileri ve öğrenme psikolojisi alanlarında çalışmalar yapan bir içerik uzmanıdır. Kariyeri boyunca farklı yaş gruplarına yönelik eğitim projelerinde görev almış, dijital öğrenme sistemleri üzerine araştırmalar yürütmüştür. Blogunda verimli çalışma teknikleri, öğrenme metodları ve kişisel gelişim konularını işler.


