Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi, geçtiğimiz günlerde iki can kaybıyla sarsıldı. 2 Kasım sabahı evlerinden ayrılan 43 yaşındaki Huriye Helvacı ve 5 yaşındaki oğlu Osman’ın gizemli kayboluşu, tüm Türkiye’nin dikkatini çeken trajik bir olaya dönüştü. On gün süren umutlu bekleyiş, maalesef dere yatağında bulunan cansız bedenleriyle son buldu. Bu şüpheli ölümler, kamuoyunda derin yankı uyandırırken, olayın ardındaki sır perdesi henüz aralanmadı.

Anne ve oğlunun evden ayrılmasının ardından yakınları durumu yetkililere bildirdi. AFAD, jandarma ve emniyet birimleri, Bozkurt ve çevresinde geniş çaplı bir arama operasyonu başlattı. Günler süren titiz çalışmalara rağmen ikiliden hiçbir iz bulunamadı. Bu süreçte aile, soruşturmanın hızlanması ve daha fazla ipucu elde edilmesi amacıyla araştırmacı gazeteci Müge Anlı’dan yardım talep etti. Anlı’nın ekibi de olayı kendi araştırmalarına dahil etti.

Kayıp ihbarından yaklaşık on gün sonra, Köseali köyü ormanlık arazisindeki dere yatağında, küçük bir şelalenin tabanında ilk olarak Osman Helvacı’ya ait olduğu düşünülen cansız bedene ulaşıldı. Bu yürek burkan haberin ardından kısa süre sonra, aynı bölgede anne Huriye Helvacı’nın da cesedi bulundu. Cesetlerin sarp ve zorlu bir araziden çıkarılması için ekipler büyük çaba sarf etti. Olay yeri inceleme ve Cumhuriyet savcısının gözetiminde ilk değerlendirmeler yapıldı.

Ankara Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen cenazeler üzerinde yapılan ön incelemeler, bazı çarpıcı detayları ortaya çıkardı. Huriye Helvacı’nın vücudunda herhangi bir kesici, delici alet izine veya darp bulgusuna rastlanmadı. Ancak annenin cansız bedeninin kıyafetsiz bulunması, hipotermi sonucu hayatını kaybetmiş olabileceği ihtimalini güçlendirdi. Hipotermi vakalarında yaşanan ‘paradoksal soyunma’ durumu, yani aşırı soğukta vücudun aşırı sıcak hissetmesiyle kıyafet çıkarma refleksi, bu senaryoyu destekler nitelikte. Oğul Osman’ın ise dere yatağında düşerek yaşamını yitirdiği üzerinde duruluyor.

Müge Anlı ile Tatlı Sert programı, bu esrarengiz ölümlerin ardındaki sırrı aydınlatmak için kapsamlı bir araştırma başlattı. Canlı yayınlarda elde edilen bilgiler ve tanık ifadeleri, olaya yeni boyutlar kazandırdı. Program, kamuoyunun dikkatini olayın üzerine çekerek, potansiyel ipuçlarının ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Anlı’nın ekibi, kayboluş öncesi ve sonrası döneme dair kritik detayları titizlikle inceledi, şüpheli görünen tüm bağlantıları sorguladı.

Soruşturmanın seyrini değiştiren en önemli iddialardan biri, Huriye Helvacı ile eski eniştesi Mustafa Uzun arasında yaşandığı öne sürülen “yasak aşk” oldu. Bu ilişkinin, anne ve oğlunun trajik sonuyla bir bağlantısı olup olmadığı büyük bir soru işareti yarattı. Mustafa Uzun’un, Huriye Helvacı’yı son gören kişi olduğu yönündeki bilgiler, dikkatleri bu ismin üzerinde yoğunlaştırdı. Anlı’nın programında bu iddialar detaylı bir şekilde masaya yatırıldı, Uzun’un ifadeleri ve davranışları mercek altına alındı.

Olayın cinayet şüphesi taşıdığı ihtimali, kamuoyunu derinden endişelendiriyor. Ankara Adli Tıp Kurumu’ndan gelecek detaylı otopsi raporları, ölüm nedenlerini kesinleştirecek ve soruşturmanın yönünü belirleyecek. Huriye Helvacı’nın neden kıyafetsiz bulunduğu, anne ve oğulun nasıl aynı dere yatağına düştüğü ya da bırakıldığı, bu ilişkinin ölümlerle doğrudan bir bağlantısı olup olmadığı gibi sorular hala cevap bekliyor. Jandarma ve emniyet birimleri, tüm ihtimalleri değerlendirerek soruşturmayı çok yönlü sürdürüyor.

Kastamonu’da yaşanan bu yürek dağlayan olay, bir ailenin yaşamının nasıl trajik bir biçimde sona erdiğini gözler önüne serdi. Kaybolan anne ve oğulun bulunmasıyla sona eren arama çalışmaları, yerini adalet arayışına bıraktı. Toplum, bu karmaşık ve şüpheli ölümlerin ardındaki gerçeğin en kısa sürede ortaya çıkarılmasını ve sorumluların hesap vermesini bekliyor. Müge Anlı’nın da takipçisi olduğu bu davanın seyri, tüm Türkiye tarafından yakından izlenmeye devam edecek.