Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı’ya heyet gönderme kararı, ülke gündemine oturdu. Bu önemli gelişme, kapalı oturumda yapılan oylamayla kabul edildi ve siyasi partiler arasında geniş yankı uyandırdı. Oylamada 32 ‘evet’ oyu verilirken, AKP, MHP, DEM Parti’nin yanı sıra EMEP ve TİP’ten de destek geldi. Üç ‘hayır’ oyu ise Demokrat Parti, DSP ve Hüda Par’dan çıktı. Bu tablo, siyasetin farklı kutuplarından gelen tepkileri gözler önüne serdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), oylama öncesinde İmralı’ya heyet göndermeme kararı aldığını kamuoyuna duyurdu. Parti, kapalı toplantıdan ayrılarak basın açıklaması yaptı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “Milletten gizli yürütülen, sadece beş vekille sınırlı bir İmralı ziyaretini değil; Meclis çatısı altında, şeffaf ve toplumsal uzlaşıyla yürütülen bir süreci savunuyoruz” sözleriyle şeffaflık vurgusu yaptı. CHP, komisyonda yer almaya devam edeceğini belirtirken, iç barışın sağlanması için demokratik siyasetin önünün açılması gerektiğini savundu. Bu tutum, partinin sürece eleştirel ancak yapıcı bir yaklaşım sergilediğini gösterdi.

CHP İçişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, partilerinin kararını daha detaylı bir şekilde yorumladı. Bakan, Öcalan ile ailesinin, DEM Parti’nin ve güvenlik bürokrasisinin zaten görüştüğünü, parlamentonun görüşmesinin sadece “Parlamento Öcalan’la görüştü” şeklinde bir görüntü değişikliği yaratacağını ifade etti. Bu durumun toplumsal rızaya katkı sağlamayacağını, aksine zedeleyeceğini vurguladı. Barış sürecinin sadece Kürt seçmenin değil, şehit ve gazi ailelerinin, askerin, polisin, milliyetçi, sosyal demokrat, sosyalist, devrimci ve muhafazakar tüm kesimlerin rızasıyla gerçekleşmesi gerektiğini belirten Bakan, farklı duyguların ortak zeminde buluşturulması gerektiğini savundu. Kürt sorununun gerçek demokrasiyle çözüleceğini, bir komisyon ziyaretinin bu amaca hizmet etmeyeceğini sözlerine ekledi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) adına Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, oylama öncesinde İmralı’ya kendisinin gideceğini açıklamıştı. Yıldız, CHP’nin kendi takdirlerini saygıyla karşıladıklarını ancak katılım göstermelerini ve kararın oy birliğiyle alınmasını arzu ettiklerini belirtti. Türkiye’nin en köklü partilerinden biri olan CHP’nin, yarım asırlık bir sorunun çözümündeki katkılarının MHP için önemli olduğunu ifade etmesi, partinin uzlaşı arayışını ortaya koydu.

DEM Parti ise komisyonun kararını “Türkiye’nin demokratik olgunluğunun ve barış iradesinin en somut ifadesi” olarak değerlendirdi. Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, ortak yazılı açıklamalarında, kararın Türkiye’de yeni bir dönemin kapısını aralayacağını, korku siyasetinin yerini birlikte yaşam umuduna ve güvene bırakacağını söyledi. ‘Evet’ oyu veren partilere teşekkür eden DEM Parti, karara mesafeli yaklaşan siyasi çevrelere de isim vermeden gönderme yaptı. “Tereddütler ve kaçınmalar toplumsal vicdanı yaralar. Demokratik siyasetin gereği, böylesi tarihsel bir süreçte halkların ortak geleceğine dair alınacak kararlarda yan yana durmak, omuz omuza yürümektir” ifadeleriyle eleştirilerini dile getirdi. Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise “Tarihi cesurlar yazar. Ve bugün biz tarihi eşikteyiz ve tarih yazıyoruz” diyerek sorumluluk çağrısı yaptı.

Öte yandan, Deva, Gelecek ve Saadet Partisi’nin oluşturduğu Yeniyol Partisi grubu da İmralı’ya gitmeme kararı aldı. Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, CHP’nin komisyonda yer almasını “yanlış bir adım” olarak değerlendirse de, İmralı’ya gitmeyecek olmasından dolayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve parti yönetimini tebrik etti. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ise yazılı açıklamasında, bu gelişmeleri sert bir dille eleştirerek, “Tarih ve millet bütün bu olup bitenleri asla affetmeyecektir” ifadelerini kullandı. Bu geniş yelpazedeki tepkiler, kararın Türk siyasetindeki derin ayrışmaları ve uzlaşı arayışlarını bir kez daha ortaya koydu.