AK Parti’nin 2023 genel seçimleri öncesinde kamuoyuna sunduğu önemli vaatlerden biri olan “vatandaşlık maaşı” projesi, yeni yılla birlikte Türkiye’nin sosyal güvenlik ağına entegre oluyor. Resmi adıyla “Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi” olarak adlandırılan bu uygulama, ekonomik zorluklarla mücadele eden, hane geliri belirli bir seviyenin altında kalan ailelere yönelik kapsamlı bir mali destek mekanizması sunmayı amaçlıyor. Özellikle son dönemde artan yaşam maliyetleri ve küresel ekonomik dalgalanmaların bireyler üzerindeki etkileri göz önüne alındığında, bu tür bir inisiyatifin stratejik önemi daha da belirginleşiyor. Bu girişim, sadece anlık bir yardım olmanın ötesinde, toplumsal refahın artırılmasına ve gelir eşitsizliklerinin azaltılmasına yönelik stratejik bir adım olarak dikkat çekiyor. Sistem, modern sosyal politikaların bir parçası olarak, ihtiyaç sahiplerine daha istikrarlı ve onurlu bir yaşam kalitesi sağlamak üzere titizlikle kurgulandı.

Bu yenilikçi destek sisteminin temel felsefesi, hiçbir ailenin gelirinin belirlenmiş asgari yaşam standardının altına düşmesine izin vermemek üzerine kurulu. Yürürlüğe girecek model, hanelerin toplam gelirini esas alarak, bu gelirin asgari ücret seviyesinin veya belirlenecek yoksulluk sınırının altında kalması durumunda aktif hale gelecek. Bu eşik belirleme sürecinde, güncel ekonomik veriler ve yaşam maliyetleri dikkate alınarak adil bir standart oluşturulması hedefleniyor. Sağlanacak aylık finansal destek, dar gelirli vatandaşların temel gıda, barınma, eğitim ve sağlık gibi hayati ihtiyaçlarını karşılamasına ve ekonomik güvencelerini artırmasına yardımcı olacak. Bu sayede, ekonomik şokların bireyler üzerindeki olumsuz etkilerinin hafifletilmesi umuluyor, böylece her ailenin belirli bir refah düzeyinde yaşaması güvence altına alınmış olacak. Devletin bu yaklaşımı, vatandaşının refahını koruma ve sosyal adalet ilkesini güçlendirme yönündeki kararlılığını vurguluyor.

“Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi”nin başarıyla hayata geçirilebilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı kritik bir işbirliği içerisinde çalışacak. Bu koordinasyon, programın bütçelendirilmesi, hedef kitleye ulaşması ve kaynakların verimli kullanılması açısından büyük önem taşıyor. Programın işleyişine dair CNN TÜRK’ün güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre, her ailenin sahip olması gereken asgari gelir düzeyi titizlikle belirlenecek. Bu eşiğin altında kalan hanelere yapılacak ödeme, mevcut gelirleri ile hedeflenen asgari yaşam standardı arasındaki fark kadar olacak. Bu hassas hesaplama yöntemi, kaynağın gerçekten ihtiyaç duyanlara, gerekli miktarda ulaşmasını sağlayarak, sistemin etkinliğini azami seviyeye çıkarmayı hedefliyor. Böylelikle, destek mekanizması şeffaf, hakkaniyetli ve bürokratik engellerden arındırılmış bir biçimde yönetilecek, vatandaşların sisteme erişimi kolaylaştırılacak.

Yeni sistemin en dikkat çekici özelliklerinden biri, pasif bir yardım modeli olmaktan ziyade, aktif olarak istihdamı teşvik eden bir yapıda kurgulanmış olmasıdır. Hane içerisinde kimsenin çalışmadığı veya mevcut gelir seviyesinin asgari ücretin altında kaldığı durumlarda bile mali destek ödemeleri kesintisiz devam edecek olması, ailelerin ani gelir kaybı endişesi yaşamadan yeni iş arayışlarına yönelebilmesine olanak tanıyor. Ancak, çalışabilir durumda olan aile bireylerinin işgücü piyasasına katılımını sağlamak amacıyla İŞKUR ve diğer ilgili kurumlar aktif rol üstlenecekler. Bu kapsamda, iş arayanlara yönelik mesleki eğitimler, kariyer danışmanlığı hizmetleri, iş ve staj bulma süreçlerine doğrudan destek sağlanacak. Bu entegre yaklaşım, ailelerin sadece anlık mali rahatlama yaşamasını değil, uzun vadede kendi ayakları üzerinde durabilecekleri sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşmalarını temin etmeyi hedefliyor. Program, sosyal yardım ile istihdam politikalarını birleştirerek, bireylerin potansiyellerini ortaya çıkarmayı ve işgücüne katılımlarını artırmayı amaçlıyor.

Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Sistemi, sadece yoksullukla mücadele aracı olmakla kalmayıp, aynı zamanda daha kapsayıcı ve adil bir toplum yaratma vizyonunun temel taşlarından biridir. Bu uygulama, gelir dağılımındaki dengesizlikleri azaltarak toplumsal barışı ve huzuru artırma potansiyeline sahiptir. Ekonomik refahın tabana yayılmasıyla, her bireyin temel yaşam standartlarına ulaşabilmesi sağlanacak, bu da uzun vadede sosyal hareketliliği, fırsat eşitliğini ve bireysel gelişimi destekleyecektir. Programın yürürlüğe girmesiyle birlikte, sosyo-ekonomik açıdan daha dengeli bir toplum yapısının oluşması, böylece ülkenin genel refah düzeyinin yükselmesi hedeflenmektedir. Yeni yıl ile birlikte hayata geçecek bu kapsamlı programın, Türkiye’deki dar gelirli haneler için önemli bir umut ışığı olacağı ve ülkenin sosyal güvenlik yapısını daha da sağlamlaştıracağı bekleniyor. Bu adımla birlikte, vatandaşların devlete olan güveninin pekişmesi ve toplumsal dayanışmanın artması öngörülüyor, böylece herkes için daha yaşanabilir bir gelecek inşa ediliyor.