İstanbul, geçtiğimiz Kasım ayında yürekleri dağlayan bir olaya tanıklık etti. Almanya’dan tatil için gelen Böcek ailesi, kaldıkları otelde yaşanan gizemli bir zehirlenme sonucu birbiri ardına hayatını kaybetti. Anne Çiğdem Böcek, çocukları Kadir Muhammet ve Masal’ın ardından baba Servet Böcek de vefat etti. Bu trajik olay, tüm ülkenin dikkatini kamu güvenliği ve denetimsiz hizmetlerin potansiyel tehlikelerine çekti.

Aile bireylerinin mide bulantısı ve kusma şikayetleriyle hastaneye kaldırılmasıyla başlayan süreç, kısa sürede geri dönülmez bir felakete dönüştü. Adli Tıp Kurumu’nun ön raporları, gıda zehirlenmesi olasılığını düşük bularak, kimyasal madde zehirlenmesi ihtimali üzerinde yoğunlaştı. Bu bulgular, soruşturmayı ailenin konakladığı Fatih’teki otele ve otelde yapılan ilaçlama işlemlerine yöneltti. Olayın ardından otel mühürlenirken, geniş çaplı bir soruşturma başlatıldı.

Soruşturma kapsamında midyeci, kokoreççi, lokumcu ve kafe sahibi gibi çeşitli şüphelilerin ardından ilaçlama şirketinin sahibi Z.K., ilaçlamayı yapan çalışan D.C., şirket sahibinin oğlu S.K. ve resepsiyonist M.M.U.D.C. de tutuklandı. Toplamda sekiz şüpheli gözaltına alınırken, verdikleri ifadeler olayın vahametini ve arkasındaki sistemsel ihmalleri gözler önüne serdi.

İlaçlama şirketinin sahibi Z.K.’nın ifadesi, kurumsal bir yapının ne denli sorumsuz ve denetimsiz çalışabileceğini ortaya koydu. Z.K., şirketini yaklaşık yedi yıl önce internet üzerinden home-office olarak kurduğunu, ancak ilaçlama işiyle ilgili herhangi bir sertifikası olmadığını beyan etti. Çalışanı D.C.’nin de sertifikasız olduğunu bildiğini, oğlunun ise sadece SGK kaydının yapıldığını ve ilaçlama yapmadığını iddia etti. Hangi ilaçları kullandıklarını bile hatırlayamadığını, faturalarını daha sonra sunacağını belirtmesi, işin ciddiyetten uzak boyutunu gözler önüne serdi. Müşterileri doğrudan D.C.’ye yönlendirdiğini, hatta ilaçlama yapılan oteli dahi bilmediğini belirtmesi, yetki ve sorumluluk kavramlarının nasıl göz ardı edildiğini gösterdi.

Oteli ilaçlayan D.C.’nin ifadesi ise, uygulanan yöntem ve kullanılan maddeler hakkında detaylar verdi. D.C., iki ila üç aydır bu şirkette çalıştığını ve daha önce de aynı otelde ilaçlama yaptığını belirtti. Olay günü, 11 Kasım’da otele giderek ‘Alfasc’ ve ‘Cypermetrin’ adlı böcek ilaçlarını suyla karıştırıp püskürtme yöntemiyle kullandığını anlattı. Ayrıca, jel kıvamında olan ‘filit jel’ isimli karınca ve hamamböceği ilacını da odanın çeşitli yerlerine uyguladığını ifade etti. İlaçlama öncesi tuvalet kapısı ve havalandırmayı kağıt bantla kapattığını, işlem bitince de oda kapısını bantlayıp ayrıldığını söyleyen D.C., kendi sertifikasının bulunmadığını, işe başladığında bir başka çalışanın kendisine “Şirket sahibi söyledi, sertifikaya gerek yok” dediğini aktardı. Bu durum, tehlikeli kimyasalların yetkisiz kişilerce, standartlardan uzak bir şekilde kullanıldığına işaret etti.

Bu trajik olay, sadece bireysel bir ihmal zinciri değil, aynı zamanda sertifikasız çalışanların tehlikeli maddelerle denetimsizce işlem yapabildiği bir sistem açığının acı bir sonucudur. Profesyonel yeterliliğin ve yasal düzenlemelere uyumun hayati önemi, bir kez daha korkunç bir bedelle ortaya çıkmıştır. Böcek ilaçlama gibi insan sağlığını doğrudan etkileyen bir alanda, hizmet sağlayıcıların ulusal ve uluslararası standartlara uygun hareket etmesi, çalışanların gerekli eğitim ve sertifikalara sahip olması zorunludur. İşini internet üzerinden ‘home-office’ olarak yürüten ve çalışanlarına sertifikasız işlem yaptırma talimatı veren bir işletmenin varlığı, kamu sağlığı için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Bu olay, tüketicilerin hizmet alırken daha dikkatli olmaları gerektiğini gösterirken, yetkililerin de bu tür işletmeleri daha sıkı denetlemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır.

Sertifikasız ve denetimsiz uygulamaların böylesine ağır sonuçlar doğurması, benzer olayların önüne geçmek adına acil önlemler alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Yasal boşlukların doldurulması, sertifikasyon süreçlerinin şeffaflaştırılması ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, gelecekteki potansiyel felaketleri önlemenin tek yoludur. Böcek ailesinin yaşadığı dram, ne yazık ki, basit bir böcek ilaçlama işleminin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini ve profesyonel hizmetin önemini acı bir şekilde hatırlatan bir dönüm noktası olmuştur. Bu olayın sorumlularının yargı önünde hesap vermesi, adaletin tecellisi açısından büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında, halk sağlığını tehdit eden sertifikasız hizmetler sorunu ciddiyetle ele alınmalıdır. Tüketicilerin bilinçlenmesi, yetkililerin daha etkin denetimler yapması ve yasal yaptırımların caydırıcı olması, bu tür trajedilerin bir daha yaşanmaması için atılması gereken adımlardır. Herkesin güvenli ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı olduğu unutulmamalıdır. Bu hak, ancak denetimli, sertifikalı ve sorumlu hizmet anlayışıyla güvence altına alınabilir.