Ukrayna, karasal saldırılar ve enerji tesislerinin devamlı olarak hedef alması nedeniyle kış aylarında enerji krizine karşı hazırlık yapmaya devam ediyor. Bu bağlamda, Yunanistan’ın ABD’ye dayalı sıvı doğalgaz (LNG) üretiminden doğrudan doğrudan enerji taşımaya başlaması, bölgesel enerji güvenliği açısından büyük bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Ukrayna’nın başkanı Volodymyr Zelensky ile Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis’in Ağustos ayında Atina’da gerçekleştirdikleri görüşmeler sonucu bu anlaşmanın imzalanması bekleniyor. ABD’nin LNG üretimi, özellikle kış mevsiminde ülkelerin enerji ihtiyaçlarını karşılamada kritik bir rol oynuyor. Bu enerji, Rus gazının bölgeye girişini engelleyen ve AB’nin 2027 yılı sonuna kadar Rus gazı alımı yasaklamasına destek olacak şekilde kullanılıyor.

Greece’nin LNG istasyonlarına ulaşım kapasitesini artırmaya çalışması, yalnızca Ukrayna için değil, aynı zamanda AB’nin enerji bağımsızlığı stratejisi içinde de önemli bir adım. Rus gazının AB ülkelerine girişinin yasaklanması, AB’nin Rusya’nın Ukrayna’da sürdürülen savaşa katkı sağlamasına karşı bir stratejik tepki olarak görülüyor. Bu bağlamda, Yunanistan, hem enerji verimliliği hem de bölgesel güvenlik açısından bir ‘enerji geçişi’ merkezi haline gelmeye çalışıyor. Zelensky, bu süreçte, kış aylarında ABD’ye dayalı LNG’lerin birinci dönem olarak Ocak ayına kadar başlayacağını açıkladı. Aynı zamanda, bu enerji ihtiyacını karşılamak için Ukrayna, AB ve Ukrayna bankaları tarafından sağlanan yaklaşık 2 milyar euro değerinde finansman planlamıştır. Bu finansman, AB Komisyonu tarafından garanti ediliyor ve enerji üretim tesislerinin yeniden kurulmasına yardımcı oluyor.

Ukrayna’nın 2015’ten bu yana Rus gazından doğrudan satın alımını durdurması sonrasında, farklı AB ülkelerinden doğrudan enerji alımına geçmesi, bölgesel enerji dengesinin sağlanmasına katkı sağladı. Bu tesisler, Sovyet dönemi Trans-Balkan tüpü ile Yunanistan’a ulaşan, Moldova, Romanya ve Bulgaristan üzerinden geçerek enerji taşıyan bir sistemi içeriyor. Ancak, Rus saldırılarının sürdürüldüğü bu süreçte, enerji tesislerinin bozulması, evler, okullar ve sağlık merkezlerinde ısıtmayı sağlamakta zorluk yaratıyor. Birleşmiş Milletler, yaklaşan kışın enerji ağını zayıflatabileceğini belirterek, Ukrayna halkının sıcaklıkta kalması için yeni riskler olduğunu vurguladı.

Zelensky, Fransa’da Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmelerde, 100 adet Rafale hava aracı satın alma imkânını açıklayan bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, sadece hava aracı değil, aynı zamanda SAMP-T hava savunma sistemi, radar sistemleri ve drone teknolojileriyle birlikte kapsamlı bir savunma sistemini içeriyor. Aynı dönemde, Zelensky, İsveç’e ziyaretinde 100 ila 150 adet Gripen hava aracı satın alma imkânını da açıkladı. Ayrıca, İngiltere ve Fransa tarafından önerilen bir askeri durumun merkezi olan Mont Valerien bölgesine gitmiş ve bir sonraki adım olarak, Rusya ile Ukrayna arasında bir ateş düşüşü durumunu kontrol etmek için bir yapı kurulması yönünde adım atıldı. Bu yapı, kış mevsiminde yaşanan yoğun saldırılar sonrasında, askeri dengeyi sağlamak için önemli bir rol oynayabilir.

Rusya’nın 2022’de başlattığı tam ölçekli saldırısından bu yana, yaklaşık 30 bin kişi öldü veya yaralandı, milyonlarca sivil evlerinden kaçtı. Rusya, özellikle Donetsk bölgesindeki Pokrovsk kasabasında bir logistik merkezi olarak önemli bir ilerleme kaydetti. Şu anda Rusya, Ukrayna’nın yaklaşık 20%’ini kontrol altına aldı. Aynı zamanda, AB ülkeleri tarafından kaydedilen yeni Ukrayna göçmenleri sayısında da artış gözlemleniyor. Eylül ayında AB ülkeleri 79.205 yeni göçmen kaydetti. Bu sayı, iki yıl içinde en yüksek seviyeyi gösterdi. Bu durum, Ukrayna’nın Ağustos ayında 18 ila 22 yaş arasındaki erkekleri sınırın doğusuna ücretsiz olarak geçebileceğini açıklamasıyla doğrudan ilişkiliyor. Bu politika, sadece göçmen sayısını artırmıyor, aynı zamanda askeri ihtiyaçları da etkiliyor. Bu süreçte, enerji, savunma ve insan kaynakları açısından Ukrayna’nın kış aylarında karşı karşıya kalacağı zorluklar artıyor.