Türkiye’de milyonlarca çalışanın yaşam standardını doğrudan etkileyen asgari ücret belirleme süreci, 2026 yılı için yeniden gündemde. Çalışma hayatının temelini oluşturan bu ücret seviyesi, aralık ayının yaklaşmasıyla birlikte vatandaşların ve ekonominin odak noktası haline geldi. Yılın son ayında toplanacak olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun çalışmaları, gelecek dönemin ekonomik beklentilerini şekillendirecek kritik kararlara zemin hazırlıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, komisyonun aralık ayı başlarında işçi ve işveren temsilcilerini bir araya getireceğini duyurdu. Bu toplantıların, sosyal diyalog prensipleri çerçevesinde, tüm tarafların ortak aklını kullanarak uzlaşmaya varmayı hedeflediğini belirtti. Bakan Işıkhan’ın vurgusu, çalışan refahını korurken, işverenlerin üretim ve istihdam gücünü gözeten dengeli bir sonucun elde edilmesi yönündeydi. Bu yaklaşım, ekonomik sürdürülebilirlik ile sosyal adaleti bir arada sağlamayı amaçlıyor.

Mevcut durumda, bir işçi için belirlenen aylık brüt asgari ücret 26 bin 5 TL 50 kuruş seviyesinde. Kesintilerin ardından ele geçen net tutar ise 22 bin 104 TL 67 kuruş olarak uygulanıyor. 2026 yılından itibaren geçerli olacak yeni asgari ücretin ne kadar olacağı, yapılacak zam oranının yüzdesel değeri, aralık ayındaki görüşmelerin ana gündem maddeleri arasında yer alacak. Bu rakamlar, sadece asgari ücretle çalışan 7 milyondan fazla kişiyi değil, dolaylı yollarla tüm ekonomik aktörleri de yakından ilgilendiriyor.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan üçlü yapısıyla, karar alma sürecinde geniş bir perspektif sunuyor. Bu platformda yürütülecek müzakereler, ülkenin ekonomik koşulları, enflasyon beklentileri ve çalışma hayatındaki genel eğilimler dikkate alınarak şekillenecek. Tarafların sunacağı talepler ve argümanlar, nihai kararın oluşumunda belirleyici rol oynayacak. Ortak bir zeminde buluşmak, sürecin temel amacı olarak öne çıkıyor.

Bakan Işıkhan’ın ‘hem çalışanlarımızın refahını koruyan hem de işverenlerimizin üretim ve istihdam gücünü gözeten optimal bir seviyenin ortaya çıkacağına inanıyorum’ sözleri, hükümetin bu konudaki denge arayışını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu denge, ücret artışlarının hem alım gücünü desteklemesi hem de işletmeler üzerindeki maliyet yükünü sürdürülebilir seviyelerde tutması anlamına geliyor. Böylece, ekonomik büyüme ve istihdam yaratma potansiyeli korunurken, çalışanların yaşam kalitesi de iyileştirilmeye çalışılacak.

Aralık ayında başlayacak olan komisyon toplantıları, yeni yıl öncesinde kamuoyunun en çok merak ettiği konulardan biri olacak. Bu toplantılar zincirinin sonunda açıklanacak olan 2026 asgari ücret miktarı, ülkenin ekonomik ve sosyal dinamikleri üzerinde önemli bir etki yaratacak. Milyonlarca kişinin gelirini belirleyecek olan bu karar, Türkiye’nin gelecek yılki ekonomik rotasının önemli bir göstergesi olacak.