#Gezi12Yaşında: Çocukların Gözünden Yaşananları Anlamak

Türkiye’nin 2013’te başlayan ve tarihin akışını değiştiren Gezi Direnişi, sadece yetişkinlerin değil, çocukların da hayatlarını ve algılarını derinden etkilemişti. O dönemde 12 yaşındaki çocukların bakış açısıyla yaşananları anlamak, direnişin sadece bir siyasi olay olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir dönüşümün de habercisi olduğunu anlamamızı sağlayabilir. Bu yazımızda, o döneme denk gelen 12 yaşındaki çocukların Gezi Direnişi sırasında deneyimlerini, hislerini ve yaşadıkları değişimleri ele alacağız.

O Zamanlar Gezi Ne Demekti?

2013 yazında İstanbul’un Beşiktaş Meydanı’nda başlayan olaylar, aslında Soma maden faciasının ardından başlayan ve büyüyen bir sivil inisiyatifti. Ancak bu olaylar, kısa sürede Türkiye’nin dört bir yanındaki gençlerin ve çocukların da katılımıyla bir direnişe dönüştü. 12 yaşındaki çocuklar için ise Gezi, “kitap okumak yerine parka gitmek, arkadaşlarıyla eğlenmek” gibi günlük hayatın dışında, “bir şeyler yapmak, sesimizi duyurmak” anlamını taşıyordu. Birçok çocuk, ilk kez toplumsal bir soruna karşı aktif olarak bir şeyler yapma fırsatı buldu. Bazı çocuklar, direnişe katılmak için ailelerinden izin aldılar, bazıları ise sosyal medyayı kullanarak desteklerini gösterdiler. Meydandaki aktivitelere katılan çocukların sayısı ise zamanla arttı. Eğitim çağındaki çocuklar, okulda tartışmalara katıldılar, protesto gösterilerine katıldılar ve direnişin önemini anlamaya çalıştılar. Bu süreçte, aileleriyle iletişimleri arttı, değerleri sorgulamaya başladılar ve farkındalıkları yükseldi.

Duygular ve Etkiler: Farklı Perspektifler

12 yaşındaki çocukların Gezi Direnişi sırasında yaşadığı duygular karmaşıktı. Bir yandan, “ülkem için bir şeyler yapıyorum, gurur duyuyorum” hissiyle hareket ederken, diğer yandan “neredeyse yaralandım, polisler ateş açıyordu” korkusuyla da mücadele ediyorlardı. Sosyal medyayı aktif olarak kullanan çocuklar, “Yaşlı insanlar da destekliyor, biz de destek olmak zorundayız” gibi paylaşımlar yaparken, kimi zaman da “Şiddete maruz kalmamak için sessiz kalmalıyız” şeklinde endişelerini dile getiriyorlardı. Ayrıca, direnişin kendileri üzerinde bıraktığı etki de oldukça derin oldu. Artık, otoriteye karşı daha eleştirel bir bakış açısına sahiplerdi. Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını daha iyi anlıyorlardı. Bazı çocuklar, direniş sırasında tanıştıkları insanlardan, farklı yaşam tarzları ve değerleri hakkında bilgi edindiler. Bu da onların dünyasını genişletmiş ve daha hoşgörülü olmalarına katkı sağlamıştı.

Sonuç: Gezi’nin Çocuklar Üzerindeki Mirası

Gezi Direnişi, Türkiye’nin önemli bir dönüm noktasıdır. Bu direniş, sadece siyasi bir olay değil, aynı zamanda toplumsal bir değişim ve dönüşümün habercisiydi. 12 yaşındaki çocukların Gezi Direnişi sırasında yaşadığı deneyimler, bu direnişin sadece yetişkinlerin değil, gençlerin de aktif bir rol oynayabileceğini göstermiştir. Bu süreçte yaşanan korkular, endişeler, gururlar ve ilk kez seslerini duyurma arzuları, onların gelecekteki yaşamlarını ve değerlerini derinden etkilemiştir. Gezi Direnişi’nin, genç nesillerin farkındalığını artırmış, onları daha bilinçli ve duyarlı bireyler olarak yetiştirmiş olması, bu direnişin mirasının en önemli yönlerinden biridir. Bugün bile, bu deneyimler üzerinden, çocuklar ve gençler arasında toplumsal sorunlara karşı farkındalık oluşturma ve çözüm arayışları devam etmektedir. Gezi Direnişi, sadece bir direniş değil, aynı zamanda gençlerin bir araya gelerek, hayallerini ve umutlarını gerçekleştirebileceğinin bir örneğini sunmaktadır.